Eğitim

Madenci – Natsume Soseki Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Madenci – Natsume Soseki Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Madenci kimin eseri? Madenci kitabının yazarı kimdir? Madenci konusu ve anafikri nedir? Madenci kitabı ne konu alıyor? Madenci PDF indirme linki var mı? Madenci kitabının yazarı Natsume Soseki kimdir? İşte Madenci kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Natsume Soseki

Çevirmen: Sinan Ceylan

Orijinal Adı: 坑夫 [Kōfu]

Yayın Evi: Jaguar Kitap

İSBN: 9786056840562

Sayfa Sayısı: 216


Madenci Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Burası cehenneme oluşturulan kapıdır. Girebilecek misin?”

Madenci’nin isimsiz anlatıcısı, kafasında tehlikeli düşünceler ve ayağında hasır sandaletlerle ormanda yürürken, asla tanımadığı Çozo’nun “İş lazım mı genç adam?” çağrısına kulak verir. Bu sese niye karşılık verdiğini pek anlayamaz aslen, niçin sonrasında “Ne tuhaftır ki insan ruhu sonsuzluğa sürüklenmeye hazır da olsa, birisi seslenince hâlâ bir yerlere bağlı olduğunu fark ediveriyor,” diyerek açıklar bu durumu. Fakat tuhaflıklar bununla sınırı olan kalmaz ve kendisini Çozo’nun arkasından bakır madenine doğru giderken bulur. Tokyolu kibar bir ailenin iyi yetişmiş evladı, kir pas içindeki işçilerin yanında yaşamaya adım atar artık. Ve sıra, maden ocağı ile tanışmaya gelir.

1908’de yayımlandığında, hem mevzu hem de ifade tekniği açısından zamanının oldukça ilerisinde bir roman olan Madenci, birçok edebiyat tarihçisine nazaran Beckett ve Joyce’un modernist ve absürt ögelerini fazlasıyla barındıran bir yapıt. Modern Japon edebiyatının kurucusu kabul edilen Natsume Soseki’nin bu öncü romanını, Sinan Ceylan’ın Japonca aslından çevirisi ve Haruki Murakami’nin son sözü ile sunuyoruz.

“Natsume Soseki, Japonya’nın en büyük modern romancısıdır. […] Yüz yıldan fazla bir zaman önce yazılmış olan bu romanı, sanki bugün yazılmış gibi okuyabildiğimi bilmek ve bundan derinlemesine etkilenmek beni inanılmaz mutlu ediyor.”

– Haruki Murakami –

(Tanıtım Bülteninden)


Madenci Alıntıları – Sözleri

  • İşin fena tarafı, yürümekte olduğum bu yol ne aydınlığa kavuşuyor ne de karanlığa gömülüyor. Her daim yarı karanlık yarı aydınlık vaziyette, çözümsüz kaygılarımın ortasında bir yerde duruyor. Yaşama hedefim yoksa da nokta koyamıyorum. Hiç kimsenin olmadığı bir yere gidip tek başıma yaşamak isterim.
  • Hiç kimsenin olmadığı bir yere gidip tek başıma yaşamak isterim.
  • Ne diyeceğimi bilemediğimden çareyi sırıtmaya devam etmekte buldum. Hayatımın o evresinde, tereddütte kaldığım durumları bu şekilde atlatıyordum.
  • Şu dünyada hem küçümseyeceğiniz hem de korkacağınız bir yığın şey olsa gerek.
  • İşin fena tarafı, yürümekte olduğum bu yol ne aydınlığa kavuşuyor ne de karanlığa gömülüyor. Her daim yarı karanlık yarı aydınlık vaziyette, çözümsüz kaygılarımın ortasında bir yerde duruyor. Yaşama hedefim yoksa da nokta koyamıyorum. Hiç kimsenin olmadığı bir yere gidip tek başıma yaşamak isterim.
  • “Yürüyorum, yürüyorum… Çamlığın içindeyim. Yürüdükçe yürüyorum.
    Nereye gittiğimi bilmiyordum, bildiğim tek şey, insanların olmadığı bir yere gitmek isteğimdi.”
  • İlk başta yemeye tereddüt edeceğimiz bir şey olsa bile ilk lokmayı ısırdıktan sonrasında önceki kadar ızdırap çekmeden devam ediyoruz.
  • ” Burası cehenneme oluşturulan kapıdır. Girebilecek misin?”
  • Acı çeken ben olduğuma nazaran, buna son verecek olan da ben olmalıyım.
  • “Zaman geçerken acı duyan insanlar için en iyi çare uyumaktır. Ölüm de muhtemelen aynı kapıya çıkıyor olsa gerek.”


Madenci İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kitabın yarısı, madene yolculuğu, yarısı madenin içini konu alıyor. Anlatıyor dediğime bakıp, “ne olaylar ne olaylar” diye düşünmeyin, bundan dolayı neredeyse vaka yok. Karakterin düşüncelerini, minik hadiseler karşısındaki tutumunu okuyoruz.
“Olay yok dağılın!” dediğime de bakmayın. Bu kesinlikle bunaltan bir kitap değil. Hikaye oldukca yavaş ilerlemesine karşın Soseki elini uzatıp size bir sonraki sayfayı çevirtiyor.
Karakter: Zengin ailede el bebek gül bebek büyümüş, yaşamı tanımayan bir çaylak. Başının yarısı aydınlıkta, yarısı karanlıkta. Ne yaşamaktan vazgeçebiliyor, ne ölmeyi istemekten. Bir de dalgınlığı var ki, etrafı tekrardan seçmeye başladığında gördükleri hayal mi düş mü anlayamıyor. Ensesine bir tane patlatıp “kendine gel, önüne bak önüne” diyesiniz geliyor.
Gelelim yazar/i9530 ye…Yüz yılı aşkın bir süre ilkin yazdığı romanı bizlere bugün yazılmış şeklinde yutturan bir yazar. “Kadınlar bizlere bağımlı aciz varlıklar olduğundan şeklinde dar kafalı bir tespit okuyana kadar o kadar da farkına varmıyorsunuz çook zamanlar ilkin yazıldığını. Ki budan sebep yazar/i1531 yazarı Japon edebiyatının en iyi çağdaş romancısı duyuru ediyor.
Soseki’nin en sevdiğim yanına gelirsek, yarattığı karakterin kendi yaşamını yaşamasına izin vermesi. Karakter havada tüy şeklinde uçuşuyor, Soseki tutayım da yere indireyim demiyor. Sesini araya sıkıştırıp kendi düşüncelerini okura duyurmaya çalışmıyor. Okuru edilgenleştirmeyen, etkisiz elemana dönüştürmeyen bir seçimi var. Umarım öteki kitaplarında da bu yüksek biçimli tasarı devam eder, ben de en sevdiğim yazarlara bir isim daha eklerim.
Eee filmin sonunda nooluyo derseniz, valla bir şey olmuyor. Soseki onu bizlere bırakıyor. Bize bırakmasa noolurdu derseniz, oldukca güzel bir uzun ve de ‘ağır roman’ olurdu. Mustafa Altıoklar yönetir, Okan Bayülgen de Müjde Ar olmadan oynardı..
Keyifli okumalar… (Emel Keleş)

Japon yazar Natsume Soseki, 1867 ile 1916 yılları aralığında yaşamış. Japonya’nın çağdaş edebiyatının kurucularından kabul ediliyor. Murakami kitapla ilgili yazdığı son sözünde, Madenci kitabını yazarın öteki kitaplarından ayrı bir yere koyuyor. Ne roman diyebildiğimiz ne de diyemediğimiz bir yapıt. Bana nazaran okuduğum en iyi insan psikolojisini yansıtan kitaplardan biri, Murakami’ye nazaran de benzersiz bir yapıt. Kitabın yarısına ulaşana kadar o karanlığı keşfedemiyoruz, madene inmiyoruz. Bir madenci olma yolculuğu aslen, 19 yaşlarında evden kaçan bir gencin önüne çıkan ilk fırsat atlayarak iş bulma/kendini bir amaca bağlama gayesiyle madene çıkan tercihini takip ediyoruz bu yolda. Dediğim şeklinde madene ne vakit inecek ne vakit keşfedecek derken romanın sonuna geliyorsunuz ve sanki yokuş yukarı çıktığınız yoldan yuvarlanarak başladığınız noktaya inmişsiniz şeklinde birden bire, birazcık heves kırıcı şekilde, kitap son buluyor. Yolculuk benzersiz sadece sonucu birazcık doygunluk etmeyebilir. İntihar etmeyi düşünen bir gencin, e bari madenci olmayı deneyeyim olmadı intihar ederim demesiyle başlamış olan bu roman benim ruhsal yolculuğumu da etkiledi. Altı çizilecek onlarca cümle, akılda kalan bir karakter. Japon edebiyatı beni her gün daha da şaşırtıyor, 100 yıl ilkin yazılan bu başyapıtı muhakkak okuyun.
Ve hep Soma’yı düşündüm. O işçilerimizi, yaşadıklarını… Bazı kısımları okurken içime dolan korkuyu, gerçek hayatta yaşayanları… Korkunç bir yer maden evet, yeryüzü cehennemi adeta. (Tuğba)

Evden kaçan 19 yaşlarında bir gencin Çozo isminde bir insanla tanışıp onun önerisiyle bir bakır madeninde çalışmaya başlamasını konu alıyor kitap. Baş karakterin adı söylenmiyor kitapta. Fazlaca fazla vaka olmayan bir kitap. Baş karakterin vakalar karşısında düşüncelerini konu alıyor daha oldukca.
Normalde bu biçim kitapları pek sevmem. Ama bu kitabı oldukca sevdim. Kitabın yazarı Natsume Soseki’nin çağdaş Japon edebiyatının kurucusu olduğu söyleniyor esasen.
Herkese iyi okumalar. (Emre Şenkal)


Madenci PDF indirme linki var mı?


Natsume Soseki – Madenci kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Madenci PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Natsume Soseki Kimdir?

Sōseki Natsume Japon, İngiliz edebiyatı uzmanı ve yazardır. Uluslararası alanda sınırı olan çevirileri haricinde tanınmasa da, Japon-Rus Savaşı sonrası Japon Modern Romanına damgasını vurmuş en mühim yazardır. Batılı roman geleneği ile Japon geleneksel yazı geleneğini birleştirerek orijinal bir üslup oluşturmayı başardı.

Kendisinden sonrasında gelen Akutagawa Ryunosuke şeklinde mühim yazarları büyük seviyede etkiledi.II. Dünya Savaşı sonrası Kawabata Yasunari, Yukio Mishima ve Kenzaburo Oe şeklinde internasyonal çapta üne kavuşan yazarların temel kültürel kaynaklarından biri olduğu söylenebilir.

Türkçeye Ufak Bey adıyla çevrilmiş olan, mühim eserlerinden Bocchan’da çocukluğunda, yaramaz ve başına emir olan bir matematik hocasının taşra nahiyesine matematik öğretmeni olarak gidişini ironik bir üslupla anlatır. Bu yapının arkasında ise Japonya’nın batılılaşması ve sömürgeci ülke konumuna gelmesine yönelik ince satirik öğeler gizlenmektedir.


Natsume Soseki Kitapları – Eserleri

  • Madenci
  • Gönül
  • Üç Köşeli Dünya
  • Sanşiro
  • Cam Kapının Ardı
  • Ben Bir Kediyim
  • Ufak Bey
  • On Gece Düşleri
  • Ardından
  • The Gate


Natsume Soseki Alıntıları – Sözleri

  • İliklerime kadar hissediyorum yalnızlığımı. Bu şekilde bir gemide yapayalnız yol almaktansa kaldırıp atmak isterim kendimi sonsuz mavinin kucağına. (On Gece Düşleri)
  • Modern insanlarda gerçeğe eşlik edecek duyuyu terk etme huyu vardır.Toplum her insana öyleki bir baskı uygular ki,insanların duyumsuzlaşmaktan başka çaresi kalmaz (Sanşiro)
  • Ben bir kediyim. Henüz bir adım yok. Nerede doğduğumu da bilmiyorum. Hatırladığım tek şey; hayatımda ilk kez bir insan gördüğümde nemli ve karanlık bir yerde miyavlıyor olduğum. Sonradan işittim ki, türünün en gaddar üyelerinden biriymiş bu insan… (Ben Bir Kediyim)
  • “Hayatın farkına varmayan bir insan kadar tehlikeli başka bir şey yoktur!” (Ardından)
  • Sadece aklın istikametinde hareket edersen insanlardan uzaklaşırsın. Duygularınla hareket edersen sürüklenirsin. Ruhunu açarsan ve dilediğin şeklinde yaşamazsan sıkışırsın. Nasıl bakarsan bak, insanlarla yaşamak zor olsa gerek. (Üç Köşeli Dünya)
  • Öylesine bir acıydı ki bu, neredeyse nefes alamıyor, boğulduğumu hissediyordum. (Cam Kapının Ardı)
  • Ölüm direnebileceğin bir şey değildir. Kabullenirsen korkacağın bir şey kalmaz ortada. (On Gece Düşleri)
  • İnsanlar devamlı samimiyetin gerektirdiği şeklinde asil, içten, temiz fiil ve davranışlara haiz varlıklar değillerdir. (Ardından)
  • İlk başta yemeye tereddüt edeceğimiz bir şey olsa bile ilk lokmayı ısırdıktan sonrasında önceki kadar ızdırap çekmeden devam ediyoruz. (Madenci)
  • “Ancak insanoğlu fanidir. İnsanın ne kadar sağlığı yerinde de olsa, vadesi ne zaman dolar bilinmez.” (Gönül)
  • Aslında hepimiz, katlanılması mümkün olmayan şeylerin asla gerçekleşmeyeceğini varsaymayı seçer. (Ben Bir Kediyim)
  • Diyeceğim o ki, insanlık zamanı; etin, kemiğin ve kanın değil, yalnızca kostümlerin tarihidir (Ben Bir Kediyim)
  • Acı çeken ben olduğuma nazaran, buna son verecek olan da ben olmalıyım. (Madenci)
  • Bir insanoğlunun derin kederine tanıklık ediyor sadece o insana yardım eli uzatamıyordum. (Cam Kapının Ardı)
  • Hepimiz aynı derecede kıymetliyiz. Aramızda fark yok. (Cam Kapının Ardı)
  • ”Yalnızlık içindeyim, yeniden gelir misin?” (Ardından)
  • “Dünyada kuvvetli bir arzudan daha korkulu bir şey yoktur.” (Sanşiro)
  • Sadece aklın istikametinde hareket edersen insanlardan uzaklaşırsın. Duygularınla hareket edersen sürüklenirsin. Ruhunu açarsan ve dilediğin şeklinde yaşamazsan sıkışırsın. Nasıl bakarsan bak, insanlarla yaşamak zor olsa gerek ! (Üç Köşeli Dünya)
  • Ev sessizliğe, kalbim huzura gömülüyor. (Cam Kapının Ardı)
  • “ Çocuklara örnek ol, erdem timsali ol. Öğretmen dediğin yalnızca ders vermez, öğrencilerini kişiliğiyle de etkiler.” (Ufak Bey)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş