Eğitim

Ömer Seyfettin – Tahir Alangu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ömer Seyfettin – Tahir Alangu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ömer Seyfettin kimin eseri? Ömer Seyfettin kitabının yazarı kimdir? Ömer Seyfettin konusu ve anafikri nedir? Ömer Seyfettin kitabı ne konu alıyor? Ömer Seyfettin PDF indirme linki var mı? Ömer Seyfettin kitabının yazarı Tahir Alangu kimdir? İşte Ömer Seyfettin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Tahir Alangu

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750818080

Sayfa Sayısı: 548


Ömer Seyfettin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tahir Alangu “Ömer Seyfettin’in eserine açılan bir kapı” olarak nitelediği bu çalışmasında “eserlerine her şeyden önce hayatını ve çatışmalarını koyan” bir yazarın hikâyesini konu alıyor.

“Hayatının bir imparatorluğun yıkılışı ile sürüklenip giden, olayların nabzının attığı yerlerde çırpınan büyüklüğünü, ruh ve düşünce evrimindeki çıkmazları, beşerî ve zayıf yanları ile yücelen yönlerini, son günlerinde gittikçe ağırlaşıp acılaşan hayat dramını, çağının politik ve sosyal şartları ve evrimi içinde” yansıtıyor.


Ömer Seyfettin Alıntıları – Sözleri

  • Bizde büyük adamları, sevilen sanatçıları, yaşam ve eserlerini değerlendirerek yaşatmak yerine, menkıbelerle donatarak “yüceltmek”, “ulvileştirmek” şeklindeki yaygın alışkanlık, aslen insanı yaşama şartlarından kopararak yok etmenin, hayata bağlı sanat ilintilerini keserek tahrip etmenin maskelenmiş bir yolundan başka bir şey değildir.
  • Bugün toplu eserlerinin son basımına giren 135 hikâyenin 96 tanesini, ki tüm hikâyelerinin beşte dördüdür, derhal hepsi üzücü vakalar, maddî sıkıntılar ve hastalıklarla dolu olan, yaşamının bu en karışık devresinde yazmış oluyordu.
  • “İnsanın en büyük saadeti vazifesini ihmalsiz yapmasıdır.”
  • Ben edebiyatta yalnız sanata kail olamam. Yalnız sanata kail olsam, edebiyatı pek minik görmüş olacağım. Halbuki o benim nazarımda o denli büyüktür ki… Cehaletin, nâsûtî duyguların alçalttığı beşeriyet için onu bir hâris addederim. Nazarımda edipler insanlara, adiliklere karşı nefreti talim edecek mürşitlerdir.
  • Akıl insanoğlunun külahında bir çividir, yumruk yemeden kafasının içine girmez.


Ömer Seyfettin İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ömer Seyfettin’i, çocukken okuduğum ‘Kaşağı’ hikayesiyle hatırlarım hep. Olayın gerçek bulunduğunu zannederek oldukca etkilenmiştim. Ve O hep, çocukken okuduğum hikayeleriyle sanki bir çocuk yazarı şeklinde kaldı hafızamda. Çoğumuz için de o şekilde sanıyorum. Yaşamını okuyunca bambaşka biriyle karşılaştım. Yazar, ozan, asker, öğretmen. Kısa hikayeciliğin kurucu adı, Türkçe’de sadeleşmenin savunucusu, edebiyatta Türkçülük akımının kurucularından.
Ömer Seyfettin, anı defterlerine yazdıklarından yola çıkarak hikayelerini oluştururmuş. Kaşağı hikayesi de yaşamından birçok kesitler barındırıyor bu bağlamda. Çocuk aklıyla gerçek bulunduğunu sandığım bu hikayenin, aslen o şekilde bulunduğunu da öğrenmiş oldum.
Kitap, Ömer Seyfettin’in yaşamını oldukça detaylı bir halde konu alıyor. Oldukça büyük emeklerle hazırlanmış. Tamamıyla gerçek informasyon, belge ve tanıklardan yararlanılarak yazılmış.
Bu kitabı okuyunca, bir sanatçıyı yalnız eserleriyle değerlendirmenin tamamlanmamış kalacağını anladım.
Beni en oldukca şaşırtan şey; bu büyük düşün adamının 36 yaşlarında öldüğünü öğrenmek oldu. Belki de çoğumuz o yaşlarda kişiliğimizi oturtma çabalarındayken, O, mühim bir edebiyat adamı olarak adını tarih sayfalarına yazdırıp, erkenden ayrılmış aramızdan. (Fatoş Yücel Kuvvetli)

Ömer Seyfettin, kısa yaşamına pek oldukca yapıt sığdırabilmiş, üretken bir öykücü. Onun, bu kadar eseri, çekilmiş olduğu bir köşede kendi başına yazdığını düşünürdüm. Halbuki, bu kitap onun, yaşamın, siyasetin ve askeriyenin tam içinde bulunduğunu, öyküleri ile zamanının vakalarını net olarak yansıttığını, ulusal kurtuluşa giden yolda döşenen taşları örenlerden biri bulunduğunu gösteriyor. Ömer Seyfettin’in 100’ü aşkın eserini, iyi mi ve niçin yazdığını özetleyen bu oldukca kıymetli yaşam öyküsünü (yaşam öyküsü) okumak, onun gerçekci hikayeciliğini daha iyi anlamayı bununla beraber getirecektir. (Volkan Türüdü)

Baştan söyleyeyim alt başlıktaki roman ifadesi kitaba uymamış. Emek verme tam bir yaşam öyküsü. Oldukça iyi çalışılmış. Oldukça uzun bir süre ve emek harcandığı belli. Gerçekten iyi bir iş çıkartılmış. Ömer Seyfettin’ in tüm yaşamı, doğumundan ölümüne yaşamış olduğu her şey dahil edilmiş. Hususi yaşamı ve sanatı anlatılırken oldukca geniş çaplı bir araştırma yapılmış. Verilen derhal her informasyon kaynaklara, belgelere, şahitliklere dayandırılmış. Çelişen bilgiler ve birbirini tutmayan kaynaklar detaylı bir şekilde belirtilmiş. Tahir Alangu, Ömer Seyfettin’ e olabildiğince nesnel yaklaşmış. Meraklısının asla sıkılmadan kolaylıkla okuyabileceği bir kitap. Ansiklopedi sıkıcılığında değil. İlgiyle okunuyor. Dili ve üslubu her insanın anlayabileceği düzeyde sadece bayağı da değil. Kitap pek oldukca görselle de desteklenmiş. Ömer Seyfettin’ in otopsisi esnasında çekilen fotoğrafa varıncaya kadar. (Levent Göven)


Ömer Seyfettin PDF indirme linki var mı?


Tahir Alangu – Ömer Seyfettin kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Ömer Seyfettin PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Tahir Alangu Kimdir?

Eğitimci, edebiyat tarihçisi ve halkbilimi araştırmacısı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı ’nü tamamladı (1943). Köy enstitülerinde, liselerde edebiyat öğretmenliği yapmış oldu, bazı yüksek okullarda ders verdi. Üniversite öğrenciliğinden itibaren halkbilimiyle ilgilendi, hususi olarak masallar üstünde çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü’nde verdiği seminerler 1970 sonrasında yetişen halkbilimciler üstünde etkili oldu. Türkiye Folklor Elkitabı (1983), Alangu’nun halkbilimi ders notlarının ve yazılarının derlenmesiyle oluşturulmuş dikkate kıymet bir çalışmadır. Billur Köşk Masalları (1961), Keloğlan Masalları (1967) ve Kediler Padişahı (2009) onun tekrardan kaleme alınmış, bilgilendirici yazılarla sunulmuş masal kitaplarıdır. Alangu’nun Türk edebiyatıyla ilgili emek harcamaları da var: Cumhuriyetten Sonra Hikâye ve Roman (I-III, 1959-1965), Ömer Seyfettin. Bir Ülkücü Yazarın Romanı (1968) ve VIII. Yüzyıldan Günümüze 100 Meşhur Türk Eseri (I-II, 1974).


Tahir Alangu Kitapları – Eserleri

  • Keloğlan Masalları
  • Billur Köşk Masalları
  • Kediler Padişahı
  • Ömer Seyfettin
  • Türkiye Folkloru Elkitabı
  • Sait Faik İçin
  • Dünyadan ve Bizden Çingene Hikayeleri
  • Serveti Fünun Edebiyatı Antolojisi
  • Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman Cilt 3
  • Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman Cilt 2
  • Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman Cilt 1


Tahir Alangu Alıntıları – Sözleri

  • Onlar ermiş muratlarına diyelim; fakat kimisi murada, kimisi de içler ezen derde erdi. Kimileri güldü. Ama kimini bahtı güldürmedi, masalda bile. Masal dedikleri bir bahane, hayattır dökülüp saçılan orta yere. (Billur Köşk Masalları)
  • “En büyük hikâyecimiz Sait Faik Abasıyanık ölmedi ki ! Ölmez de. Bir de yaşamın içinde sokaklardaki adımlarıyla, sessiz kelimeleriyle, boyuna tekrardan ateşlenmesini bilmiş olduğu yaşam heyecanı ile derinlemesine bir kişilik taşıyan bir adam vardı : Adı Sait Faik idi. O da yaşamayı bıraktı.” (Sait Faik İçin)
  • Yazılarında, dünyayı eski ve leziz bir şaraba benzeten Sait, bir yığın edebiyat oyunları, daha doğrusu ukalâlıklariyle onu sulandırmaktan çekinmiştir.
    Biroldukca hikayeleri, musikideki sözsüz bestelere benzer. Mevzu, düğüm, âkıbet şeklinde kolay teknik oyunlara tenezzül etmeden sizi unutamıyacağınız bir armoniye götürür. (Sait Faik İçin)
  • “Dert inletir, aşk da söyletirmiş.” (Billur Köşk Masalları)
  • Kim uyur, kim uyanık?
    Herkes uyur, Keloğlan uyanık. (Keloğlan Masalları)
  • Bu dünyanın töresi düzeni o şekilde kurulmuş ki, suyun akıntısına gidince safaya, dikine dikine gidince de cefaya düşersin. (Kediler Padişahı)
  • Kuşku, merak içe düşmüş kurt gibidir. İnsanın içine düşmeyegörsün. (Kediler Padişahı)
  • Ben bir acayip keloğlanım
    eşeğimin yok palanı
    varım yoğum doğruluktur
    oysa asla sevmem ben yalanı
    evde kocakarı anam,
    birkaç tavuk bir de inek
    hergün şu başıma konar
    evsiz kalmış birkaç sinek (Keloğlan Masalları)
  • Sait Faik hayata dört elle sarılmış bir insan değildi. Onun her şeye karşı tembel bir kayıtsızlığı vardı. Avareliği de öyleydi, pazarlığı da… Hayatla dolu olan kimse onu iştiha ile yaşamak ister, oysa Sait Faik’te her şeyi oluruna bırakmak huyu vardı. Kendisini zorlamıya değmezdi bu dünya.
    Sait dramı sevmezdi. Muhayyilenin yaşamı bozmasını istemediği şeklinde, düşünülmüş bir realizmden de hoşlanmazdı. (Sait Faik İçin)
  • Buna karşılık diğeri halk masallarında, padişahın minik oğlunun morali, duygulu dalgalanmalar içinde pek bulanık ve kişiliği de belirli seviyede dengesizdir. Felaketler, ayrılıklar, zorluklar karşısında karamsar, mutsuz ve sık sık mahzundur. arada sırada korkar, acı gözyaşları döker, başına gelen vakalar karşısında desteğe muhtaç bir kişinin tüm özelliklerini gösterir. Buna karşılık Keloğlan’ın kişiliğinde, korku nedir bilmez, gözyaşı tanımaz, yaşamın cilveleri altında ezile ezile iyice yetişmiş nitelikler, çevrelerini genişletmiş, şehirlileşmiş köylülerimizin pişkinliği açıkça görülür. (Keloğlan Masalları)
  • 988 senesinde yazılmış Fihrist’e nazaran “Akşamları kendisine masal anlattıranların ilki İskender’di. Bununla alay edenler vardı. Ama o buhu, bu masalları dinlerken elde etmiş olduğu zevk için değil uyanık ve dikkatli kalmak için yaptığını söylerdi. (Kediler Padişahı)
  • Sait Faik, evet, o da gitti aramızdan. Eserleri duruyor, duracak. Hem de dipdiri duracak seneler, yüzyıllar sonrasına. Ama kendi niçin gitsin? O derbeder, o kalender, o insancıllığıyle aramızda dolaşsa ne olurdu sanki? Bilmem ki, yaşamak için şahıs oğlunun dünyayı sevmemesi mi gerekiyor? Sait Faik de Orhan Veli şeklinde ölesiye seviyordu dünyayı. Gitti. (Sait Faik İçin)
  • İnsanoğlunun dışından içi belli olmaz. Cellat dersin, fakat bakarsın yüreği yufkadır; bakarsın bir insana melek kılıklı biridir, fakat yüreği cellat yüreği şeklinde taştan olur. (Billur Köşk Masalları)
  • Bir de ne görsün ! Ayın ondördü misali, dünya güzeli bir kız . (Kediler Padişahı)
  • Bugün toplu eserlerinin son basımına giren 135 hikâyenin 96 tanesini, ki tüm hikâyelerinin beşte dördüdür, derhal hepsi üzücü vakalar, maddî sıkıntılar ve hastalıklarla dolu olan, yaşamının bu en karışık devresinde yazmış oluyordu. (Ömer Seyfettin)
  • “Sait Faik’ten yarına epeyce hikâye kalacağını umuyorum. O, sevgili Orhan Veli’nin söylediği şeklinde, edebiyatımızın 《ölü dünyaya gelen çocuklar》ından değildi.” (Sait Faik İçin)
  • Onun derbederliğine, dağınıklığına içerliyenler bulunabilir. Fakat, bu, gidildikten sonrasında tekrar dönülmiyecek dünyada üç buçuk gün yaşamak için o şekilde hesaplı, o şekilde kurallı olmıya mecburi ciddiliğe pek mi lüzum var kısaca? İnsanın iç güdüsü yok mu? (Sait Faik İçin)
  • Bu dünyanın töresi düzeni o şekilde kurulmuş ki, suyun akıntısına gidince safaya, dikine dikine gidince de cefaya düşersin. (Kediler Padişahı)
  • “Talihsiz baş, seyyah olur, bahtı gülünceye dek…” (Billur Köşk Masalları)
  • Bizde büyük adamları, sevilen sanatçıları, yaşam ve eserlerini değerlendirerek yaşatmak yerine, menkıbelerle donatarak “yüceltmek”, “ulvileştirmek” şeklindeki yaygın alışkanlık, aslen insanı yaşama şartlarından kopararak yok etmenin, hayata bağlı sanat ilintilerini keserek tahrip etmenin maskelenmiş bir yolundan başka bir şey değildir. (Ömer Seyfettin)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş