Eğitim

Serol Teber – Bilimsel Bir Peri Masalı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Serol Teber – Bilimsel Bir Peri Masalı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bilimsel Bir Peri Masalı kimin eseri? Bilimsel Bir Peri Masalı kitabının yazarı kimdir? Bilimsel Bir Peri Masalı konusu ve anafikri nedir? Bilimsel Bir Peri Masalı kitabı ne konu alıyor? Bilimsel Bir Peri Masalı PDF indirme linki var mı? Bilimsel Bir Peri Masalı kitabının yazarı Serol Teber kimdir? İşte Bilimsel Bir Peri Masalı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Serol Teber

Yayın Evi: Okuyan Us Yayınları

İSBN: 9789758420896

Sayfa Sayısı: 336


Bilimsel Bir Peri Masalı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

”Sigmund Freud’un biyografisini, yapıtlarını ve bilhassa de yaşadığımız kültür içindeki huzursuzluğun satır aralarına -bile – sinmiş bilgeliğini,yalnızlığını , acısını , sezinleyebilmem için bu kadar gecikmem, bu yaşa gelmem gerekemezdi. Ama onun yaşamış olduğu azınlık psikolojisinin koşulladığı ”negatif özgürlüğü” anlayabilmem için, kimi kitaplarını okumanın, söylediklerini anlamaya çalışmanın oldukca ötesinde uzunca bir süre, (benim de) başat kültürlerin egemenlik alanının haricinde yabancı bir kültür ve psikoloji ortamının içinde yaşamam; bilgili iz sürmelerden ya da kaba öykünmelerden öte kimi yazgı birliklerinin getirmiş olduğu arayışların belirlediği , ”günlük yaşamın psikopatalojisi”nin yönlendirdiği (hatta sürüklediği) bir rota ile onun Viyana ve Londra’daki emek verme odalarındaki psiko arkeolojiyi solumam; Vatikan Müzesi’nde Gradiva rölyefini seyretmem; Roma’da Michelangelo’nun Musa’sı önünde saatler geçirmem ve sonrasında da çağlarında dünyanın ilk büyük kitaplığının oluşturulduğu Karnak Tapınağı’nda diz çökmem gerekiyormuş. Yaşadığı koşullarda oluşturduğu emsalsiz bir hiyeroglif ile oya benzer biçimde işleyip tanımlamaya çalmış olduğu ”bilimsel bir peri masalını” anlamadan, özcesi Freu’un biyografisini ve kitaplarını okumadan Karl Marx’ın çoğunlukla sözünü etmiş olduğu ‘toplumsal varlığı’ anlamanın zannedildiği benzer biçimde pek de o şekilde kolay olamayacağını bilmeliymişim.”

Serol Teber

Serol Teber, bu kitabında, Freud’un kendi psikoarkeolojisini yaparken geçmiş olduğu yollarda titiz bir dedektif benzer biçimde iz sürüyor. Sonuçta ortaya çıkan, kim bilir ilk kez bu kadar büyük bir empatiyşe yazılmış bir Freud biyografisi, hatta biygrafiden de öte bir ”Freud güncesi”…


Bilimsel Bir Peri Masalı Alıntıları – Sözleri

  • Freud hep korkunun gizemini araştırmıştır. Korkunun temelini, ilk olarak çocuğun, doğuran ve sakınan ana karnından ayrılmasına bağlı doğum travmasından sonrasında, yaşam boyu sürmesi ihtimaller içinde kopma/ayrılma benzer biçimde travmatik yaşantılarda görmüştür. Bunun ardında yaşanmış olan çaresizlikleri ve bağımlı olma isteğini tartışmıştır. Bu mühim vakası, kendi söylemi ile, libido yüklü psişik aygıtın enerjisinin dış dünyaya boşalma kanallarının tıkanması sonucu kendi içinde birikimi olarak düşünmüştür. Bu libido birikimi ve korkunun oluş sebebi olarak devamlı bastırmaların varlığını görmüştür. Bastırmalar ile korkunun derinlere itildiğini ve bunun sonucu korkuların daha da arttığını, yeni bastırma yöntemlerini mecburi kıldığını, sonunda kısır döngünün pekiştiğini düşünmüştür.
  • O, “Ben suçluyum” söylediği her yerde kafasını kaldırıp bizim gözlerimize bakmış, bizlerden “evet ben de”(ya da ikimiz de) dememizi beklemiştir. Bizler, ya susmuşuz ya da “bu şekilde değiliz” dememize karşı -artık-anlamışızdır “tam da o şekilde”yizdir.
  • Psikanalizin aslolan kaynağını, Freud’un kendi kişiliği, kişiliğindeki çatışmaları arayıp bulma kaygısı oluşturmuştur.
  • Freud’un ve (Heine, Kafka, Gustav Mahler, Walter Benjamin benzer biçimde) öteki Alman Yahudi aydınlarının babala­rıyla olan sorunlarının temelinde, ailenin iki kültür içinde kalması gerçeği mühim bir yer tutmuştur. Babası onu bir Yahudi evladı olarak dünyaya getirmiş, fakat onun Yahudi kimliğini özümsemesine olanak vermemiştir.
  • Freud, tedavi yöntemi olarak, “yaratıcı kışkırtma” yolunu seçmiş; ikiyüzlü moral anlayışlarını yadsımaya çalışmıştır. İnsanın bastırılmış dürtülerini/istemlerini harekete geçirmenin, bu tarz şeyleri doyuma ulaştırmanın yollarını göstermeye çalışmış; insanları mutlu olmaya, bunun için de topluma, kültüre, “sağduyuya” uymamaya; hatta onlara başkaldırmaya çağırmıştır.
  • Balzac’ın “Tılsımlı Deri” kitabı Freud’un okumuş olduğu son kitaptır.
  • Freud’da, Musa üstüne bir emek verme yapmak istemi daha (1901 senesinde), ilk Roma gezisi esnasında, ilk kez orijinalini görme olanağı bulmuş olduğu, Michelangelo’nun Musa heykelini seyrettikten sonrasında adım atmıştır. Gerçekte, o Michelangelo’nun Musa’sına yaşamı boyu hep öykünmüş, kendi konumunu Michelangelo’nun Musa’sında saptadığı (büyük önderlere özgü) ruhsal gerilim ve sonrasında da kendi­ ne egemen olma davranış gücüyle karşılaştırmış, fakat öte taraftan devamlı olarak da hep onunla hesaplaşmak ve (hat­ta) onu aşmak istemiştir. Fakat bu “aşma” düşüncesinin arka (ve hatta kim bilir ön) planında genel olarak dinsel inançlarla daha köktencilik bir hesaplaşma amacı varmış benzer biçimde görülür.
  • Freud’a bakılırsa, kültür tarihinde iki mühim eğilim -sürekli olarak- birbirleriyle çatışmaktadır. Bunlar tabiat güçlerine egemen olmak eğilimi/ isteği ile kendi içgüdülerini dizginlemek, bastırmak eğilimleri hatta zorunluluklarıdır.
  • Jung’un tüm bilge kişiliğine karşın, 1930’lu yıllarda, Almanya’da yönetime gelen Naziler ile ortaklaşa iş hayata geçirmeye başlaması, kendisini “gereğinden fazla Alman” ve kuşkulanılacak kerte mistik bulanları (ne yazık ki) haklı çıkarır.


Bilimsel Bir Peri Masalı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Freud hakkında hazırlanmış kalite yönünden eşi olmayan bir yaratı. Kitap süresince Freud’un yaşamış olduğu psikosomatik durumlara ve nevrozlara karşın bitip tükenmek bilmeyen bir araştırma, öğrenme, izahat isteğini görüyorsunuz. Bu yetkinlikten doğduğunu zannettiğimiz kitapların ise aslına bakarsak kendisiyle aynı fikre haiz olmayanlara yanıt vermek amacıyla ortaya çıktığını öğreniyorsunuz. Öte taraftan, kindar, kıskanç, intihal yapabilen, duygusuz, gündelik yaşamın problemlerine pek de zekice çözümler üretemeyen, evlatlarının kendisinden ölesiye korkmuş olduğu ve bu sebeple 3 oğlunun peltek ve kekeme olduğu bir Freud’la tanışıyorsunuz. Tektanrıcılığa ve dinlere karşı olan düşmanlığının ise, insanlıkla beraber ortaya çıkmış ve bastırılmış/bastırılmaya devam edilen, baba-tanrı formunun ölmesi/öldürülmesinin kendisinde oluşan şekli olan, babası Jakop-Tanrı-Öidipus’un ölümüne karşı gelişen melankoli-kompleksinden doğduğunu sezinliyorsunuz. Kitap ile ilgili olarak yapabileceğim tek eleştiri, bu kadar özenle ve emekle hazırlanmış bir kitabın anlam bütünlüğünü bozacak, anlamayı neredeyse olanaksız hale getirebilecek yazım yanlışlarıyla dolu olması. Bu sebeple başka bir yayınevinden okunması daha iyi olabilir. (Mehtap)

Ferud abimize bu yönden bakmak bana oldukca değişik bakış açıları kazandırdı. Serol Hoca bilgilerime göre Freud’un hayatına oldukca fazla hakimdi ve üçyüzotuzaltı sayfaya sığdırdıkları benim daha oldukca şey öğrenmek istememe yol açtı. Kendi okul derslerimde bile bazı hocaların Freud’u sapıkça bulduğuna tanık olmuştum. Şimdi düşünüyorum, ne büyük bilgisizlik! Bu kitapta her kısmı atladıktan sonrasında “Evet abi, bu küçükken benim de düşündüğüm bir şeydi. Yuh ya bu da mı her insanın başına geliyormuş?” seçimi düşüncelerle baş başa kalacaksınız. Bazı kavramları idrak etmek için o kavramları yaratanların hayatına hakim olmak gerekiyor. Bu kitap tam anlamıyla o hakimiyetin kapılarını açıyor. Ayrıca Spotify listenize ‘Didik Didik Freud’ podcastini eklemeyi ihmal etmeyin. Bulaşık yıkarken iyi gidiyor. 🙂 (Naz Özdemir)

Uzun bir zamandır okuma listemde olan bu kitabı sonunda okuyabildim. Bu şekilde oldukca istediğim şeyleri erteleyince kimi zaman korkuyorum yaşamadan ölüp gidersem diye fakat her neyse ki ölmeden ilkin okudum 🙂 Her şeyden ilkin bu kitabı okumayı düşünüyorsanız psikolojiye ilgi duymaktan oldukca Freud’a karşı merak içinde olmanız lazım bence. Kitabı keşfim Serol Teber ve Şenol Ayla’nın Didik Didik Freud programıyla oldu.Kitabı okumadan ilkin yazarından bu seriyi dinlemek daha yararlı olur diye düşünüyorum. Kitabı okumaya başlayınca programla aynı gidiyor gibiydi fakat ilerledikçe programda olmayan kısımların bulunduğunu ve doğal programdan oldukca daha detaylı bulunduğunu gördüm. Freud’un aile hayatından aşk hayatına, dostlarıyla ilişkilerine, eğitim hayatına dair bir çok şeye ve çalışmalarını hangi koşullarda yapmış oldu, nelerden esinlendi, kimlere esin oldu benzer biçimde birçok soruya yanıt bulabilirsiniz. Astrolojiye ilginiz var ise Freud’un doğum tarihindeki belirsizlik dikkatinizi çekebilir :d Ne yazsam bilemiyorum. Kitapta altını çizdiğim o denli oldukca kısım var ki bu tarz şeyleri alıntı olarak paylaşmak bütünlük açısından pek mümkün değil. Kitapta Freud’un hayatına ilişkin fotoğraflar da var. Kitabı okuyunca fark ettim ki onun yaşamını okumak eserlerini okumaktan oldukca daha heyecanlı. Biyografileri can sıkan bulurdum fakat sevdiğiniz birinin biyografisi olunca iş başka oluyormuş. Freud’u daha iyi idrak etmek için biyografisini okumak koşul. Hatta eserlerinden ilkin yaşamını öğrenmek koşul. Bu kitabı okumanın en iyi katkılarından biri de bundan sonrasında ne okuyacağım mevzusunda bana yol göstermesi oldu. Freud’u etkileyen sanatçıları ve Freud’tan etkilenen sanatçıları öğrendim. Okumayı düşünen her insana iyi okumalar şimdiden 🙂 (Aslı)


Bilimsel Bir Peri Masalı PDF indirme linki var mı?


Serol Teber – Bilimsel Bir Peri Masalı kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Bilimsel Bir Peri Masalı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Serol Teber Kimdir?

Serol Teber 1938 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi, 2004’te gene İstanbul’da öldü. Haydarpaşa Lisesi’ni tamamlamış oldu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeokududuktan sonrasında Nöro-Psikiyatri Kliniği’nde uzmanlık eğitimi aldı. Almanya’daki çeşitli kliniklerde psikiyatr olarak vazife yapmış oldu. Son olarak DüsseldorfÜniversitesi’ne bağlı bir öğretim kliniği olan Landensklinik Viersen’de çalıştı.

Çeşitli dergilerde yazıları piyasaya çıkan Serol Teber, bir dönem Açık Radyo’da “Didik Didik Freud” adlı bir program hazırladı.


Serol Teber Kitapları – Eserleri

  • Davranışlarımızın Kökeni
  • Bilimsel Bir Peri Masalı
  • Melankoli
  • “Tutunamayanlar”ın Politik Psikolojisi
  • Doğanın İnsanlaşması
  • Didik Didik Freud
  • Aşiyan’daki Kahin
  • Politik – Psikoloji Notları
  • İlk Toplumların Değişimleri
  • İnsanın Hiçleşme Serüvenine Giriş
  • Toplama Kampı Sendromu
  • Picasso
  • Melankoli
  • İşkence Sonrası Yaşam
  • Nükleer Savaş ve Gezegenimizin Biyolojik-İklimsel Değişimi
  • Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler – Paris Komünü’nde Üç Yurtsever Türk


Serol Teber Alıntıları – Sözleri

  • Toplumsal yaşamda ortaya çıkan kriz ve bunun getirmiş olduğu korku huzursuzluk-güvensizlik-şüphe oluşturan vakalar karşısında bu tür kişiliklerin hızla müdafa konumuna çekildikleri ve dogmatik reaksiyoner tutumlar gösterdikleri belirlenmiştir. Bu süreç içinde, tutucu kişilikler kendilerini güvence altında duyumsayacakları toplumsal ve politik ve de ruhsal alanlara kadar geri çekilirler ve bu gerileme (regresyon) sürecinde yapamayacakları “fedakarlık” yoktur… Bu durumlarda -genel olarak- toplumsal dengeyi düzenleyecek (uyarına gelirse karizmatik) bir otorite aranır; ve böylesi otoriter düzenler ve otoriter kişiler daima her yerde bol miktarda bulunur. (İnsanın Hiçleşme Serüvenine Giriş)
  • Bu ürkütücü fakat bununla beraber çekici bir durumdur. Bundan dolayı değişmek insanoğlunun kendisine yabancılaşması anlamına gelir. Fakat amaç canlının bütünlüğünü korumak olunca yabancılaşma pahasına da olsa değişme, benliğin bütününü korumak için çaba sarfeden sistemin bir parçası olur. (“Tutunamayanlar”ın Politik Psikolojisi)
  • Henry Ford , ” ideal bir yapınak işçisi iyi yetiştirilmiş bir maymundur. Halklar , sonsuz sayıda sıfırdır, sadece ciddi bir halde düşünen bir tamsayı, bir kahraman tarafınca yönetildiğinde pozitif yönde bir toplam haline gelebilirler,” demiştir. (Doğanın İnsanlaşması)
  • Padişahların sarayına en güç giren şey doğruluktur. (Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler – Paris Komünü’nde Üç Yurtsever Türk)
  • “Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında/Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını.” (Melankoli)
  • Ayağa kalkmak, yürümek zorunda kaldığından, denge organı beyinciği içeren arka kafa bölgesinin şempanzeye oranla büyümüş olduğu saptanmıştır. Beyin hacmi, şempanzeyle nerede ise aynı, gorilinkinden birazcık daha azca olmasına karşılık beynin gövde ağırlığına oranı, öteki tüm maymuninkilerden daha büyüktür. (Davranışlarımızın Kökeni)
  • tüm cemiyet üyelerine, toplumsal çalışmalara katılma ya da katkıda bulunma zorunluluğu getirilmiştir… Çalışanlardan toplanan artık değerler çoğaltılmış, bunların bir kısmı kanal-Tapınak-yol baraj-Saray benzer biçimde kamu hizmetlerinin yapımı için kullanılırken, bir çok ufak bir sömürücü katmanın lüks tüketimine harcanmıştır. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip «bu benimdir» diyebilen, ve buna inanacak kadar saf insanoğlu bulabilen ilk insan, çağdaş toplumun gerçek kurucusu olmuştur. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Avrupa’nın derhal her tarafında amele sınıfı yürekler dayanmıyacak bir haldedir. Bir fabrikacı mâlik olduğu sermayesi gücüyle birkaç bin kişiyi tutsak benzer biçimde kullanıyor. Gördükleri işin onda birine karşılık olacak derecede bile ücret vermiyor. Öyleyse niçin çalışıyorlar? Ya ne yapsınlar? Ameleden biri ücretin kılletinden (azlığından) dolayı bir fabrikayı terkettiği takdirde başka fabrikaya kabul olunmaması için fabrikacıların ittifakı var. (Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler – Paris Komünü’nde Üç Yurtsever Türk)
  • “Zavallı bir çocuk benzer biçimde minnetle ağlasam… Ah ağlasam, seninle dudak dudağa ağlasam; Bir kez olsun bunda sevinçle ağlasam!” (Aşiyan’daki Kahin)
  • Sömürgeciler, Avustralya yerlilerine gerçek bir soykırım uygulamışlardır. İngiltere, daha 1783 senesinde, kaptan Artlıur Phillip denetiminde, 757 adi suçluyu Avustralya’ya göndererek, bu anakaranın tüm güzelliklerini sistemli bir şekilde tahrip ettirmiştir. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Ergin maymunlar, yavrularının her türlü yaramazlıklarını insanlarda bile azca rastlanan bir hoşgörüyle karşılarlar. Genellikle bebeğe fena davranılmaz. (Davranışlarımızın Kökeni)
  • “Neden, ister felsefede ya da politikada ister şiir ya da sanatta olsun muhteşem kişiliklerin hepsi melankoliktir?” (Melankoli)
  • Oldukça vicdanlıymış benzer biçimde görünenlerin gerçekte günaha eğilimli oldukları için oldukca fazla vicdandan söz ettiklerinin ya da oldukca fazla yakarma ettiklerinin altını çizer. (Didik Didik Freud)
  • “Babamızın biz çocuklarına sunduğu en büyük özgürlük, kendisinden istediğimiz kadar korkabilme özgürlüğüydü.” (Didik Didik Freud)
  • Mutlu bir insansınız siz. Bu denli kolay mutlu olmanızdan dolayı acıyorum size Mösyö. Bir insanoğlunun kendisini mutlu sanacak kadar alçalması mı gerekir! Mut­lusunuz siz… Demek ki kolayca hoşnut oluyorsunuz? Acı­yorum size ve kendi keyifsizliğimi sizin üstün mutluluğunuzdan daha kıymetli buluyorum. (Aşiyan’daki Kahin)
  • Sanatlar içinde bir tek müziğin insan ruhunun en derin noktalarına kadar ulaşıp, en yoğun duyguları bile evrensel harmoniyle bütünleştirebileceği öngörülmüştür. (Melankoli)
  • Zavallı bir çocuk benzer biçimde minnetle ağlasam… Ah ağlasam, seninle dudak dudağa ağlasam; Bir kez olsun bunda sevinçle ağlasam! (Aşiyan’daki Kahin)
  • Bu koşullarda birazcık olsun bir şeyler bilen ya da bilmek isteyen bir insanoğlunun çıldırmadan, en azından şizofreni olmadan bu toplumda tutulabilmesi (artık) olanaksızlaşmıştır. Bir anlamda insanoğlu tutunamamaya mahkûm olmuşlardır. Kuşkusuz tüm bunlara rağmen sonlarının nasıl biteceğini bile bile de olsa bu şekilde insanoğlu daima ortaya çıkacaklar ( asla eğer olmazsa kendi konumlarını göstererek) ve bir anlamda tutunanların ( bir kısmına olsun) yaşamlarını zindan edeceklerdir. Bunu yapmak onları üzmek için değil, başka türlü yaşamak ellerinden gelmediği için yapacaklardır… Tıpkı başka türlü dilenmeyi bilmeyen Beyaz Mantolu Adam benzer biçimde… (“Tutunamayanlar”ın Politik Psikolojisi)
  • Evrim süreci içinde saptanan genel bir yasaya bakılırsa canlılarda gelişme, basitten karmaşığa doğru olmakta ve her gelişen yeni örgütlenme, kendinden öncekilerini denetletip yönetmektedir. Genel olarak tüm sinir sistemi hastalıklarında da bu evrimsel gelişmenin tersi bir çözülme saptanır. Yani ilk kez son olarak gelişen, en karmaşık yapıların işlevleri bozulmakta, ve sonucu olarak da bunların, daha alt yapılar üstündeki denetim kabiliyetleri azalmaktadır. (…) Bu nedenledir ki korku, sorun ile özgür ve yaratıcı düşüncenin bir arada bulunmaları pek ihtimaller içinde değildir. (Davranışlarımızın Kökeni)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş