Eğitim

Ve Sonra Hiç Kalmadı – Eric Frank Russell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ve Sonra Hiç Kalmadı – Eric Frank Russell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ve Sonra Hiç Kalmadı kimin eseri? Ve Sonra Hiç Kalmadı kitabının yazarı kimdir? Ve Sonra Hiç Kalmadı konusu ve anafikri nedir? Ve Sonra Hiç Kalmadı kitabı ne konu alıyor? Ve Sonra Hiç Kalmadı PDF indirme linki var mı? Ve Sonra Hiç Kalmadı kitabının yazarı Eric Frank Russell kimdir? İşte Ve Sonra Hiç Kalmadı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Eric Frank Russell

Çevirmen: Belma Aksun

Orijinal Adı: …And Then There Were None

Yayın Evi: Metis Yayıncılık

İSBN: 9789753420501

Sayfa Sayısı: 100


Ve Sonra Hiç Kalmadı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sonra bin sekiz yüz kalmıştı. Sonra bin altı yüz. Ve sonrasında asla kalmadı…

“O sıralarda, şu demek oluyor ki bundan üç ila beş yüz yıl ilkin daha iyi başka diyarlar olabileceğini düşünen her aile, her grup, her inanç sahibi ya da her klik yıldız yollarına düştü. Tedirginler, hırslılar, halinden hoşnut olmayanlar, acayip kişiler, topluma uyum sağlamayanlar, kıpır kıpır kurtlu kaşarlar ve bir tek meraklı turşucular: düzinelerle, yüzlerle, binlerle gürül gürül gittiler.”

(Arka Kapak)


Ve Sonra Hiç Kalmadı Alıntıları – Sözleri

  • Fırsat buldukça bol miktarda düşün, bir alışkanlık halini alacaktır bu.
    Zamanla giderek daha kolay olacaktır. Hatta bigün bunu zahmetsizce yapar hale bile gelebilirsin.”
  • Bana o şekilde geliyor ki efendim, beyinleri doğu-batı doğrultusunda ki bu insanlarla beyni şimal-cenup doğrultusundaki ben haftalar süresince münakaşaya çalışmaya devam edebilirim.
    Onlarla mahşer gününe kadar konuşabilir, hatta hakikaten dost olup sohbetten zevk bile alabilirsiniz fakat iki taraf da ötekinin ne hakkında çene çaldığını bilmez.”
  • Kaderine razı olup sonrasında yakınmaktansa onu zorlamalısın.”
  • “Beni anlıyor musunuz?”
    diye sordu.
    “Kim kimi anlayabiliyor ki?” …
  • Her ikisinin yüzünde de, muslukçu damlayan yeri ararken yükselen kirli kokuya katlananların sıkıntılı ifadesi vardı.
    🙂
  • “Zaman… Yaşın ilerledikçe daha acele geçer.
  • …insan efendilerin yönetiminde yarıbilinçli sebzelerin kendi kendilerini yetiştirdiği bir küre.
  • Haydi, bas pedallarına tekerlen git!”
  • “Bu kimse ölünce senin memleketine ne olur?”
    “Hiçbir şey,” dedi Bidworthy.
    “Her şey eskisi benzer biçimde sürer gider mi?”
    “Elbette.”
    “Öyleyse mühim biri olması imkansız o,”
  • “Diplomasinin denenmiş ve güvenilir tekniğidir bu; dolan barsakların kurnaz baştan çıkarıcılığı. Her süre işe yarar.”
  • Herkesin düşünceleri ya da zevkleri aynı değildi. Birine zehir olan, bir başkasına panzehirdi.
  • Dünya’nın iyi vatandaşlığa verdiği ödül bu: işe koyul ya da defol git şeklindeki kati buyruk. Biz de defolup gittik.
  • Bu şaşırtıcı ve hayret verici dünyanın sakinleri zihinsel körlüğün garip bir şekline yakalanmış benzer biçimde görünüyorlardı: Gözlerine sokulmadan bir şeyi göremiyor, sonrasında da ona şaşı bakıyorlardı.
  • “Gemiyi, daha parlak zekâların bulunmuş olduğu bir başka yöreye götüreceğiz.”
  • ”Hiç kimse bir başkasından üstün değildir. asla kimsenin başkasının görevlerini belirleme etmeye hakkı yoktur.” Durdu, düşünceli düşünceli ona baktı. ”Eğer Dünya’da bu şekilde aptalca bir gücü kullanan biri var ise, Bu yalnızca budalalar ona izin verdiği içindir. Onlar özgürlükten korkuyorlar. Kendilerine emredilmesini yeğliyorlar. Emir almak hoşlarına gidiyor. Ne adamlar!”


Ve Sonra Hiç Kalmadı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kurguladığı dünyaya bayıldım!!! Tüm insanoğlu eşit, para yok, alabildiğine özgürlük…
Militarizm ve bürokrasiyi ne de güzel yerle bir etmiş!!!
Mizahi ve yalın bir üslupla yazılmış. (Seda kendir)

“OLMAZ!”
Kimsenin hiç kimseye üstünlüğünün ve buyruk veren ya da alanın da olmadığı bir yaşam formu hayal edin. Bu kısa ve oldukça akıcı romanda; birbirlerine işlerinde destek olmak ve karşıdakini de maharetine nazaran mecburiyete sokmak kaydıyla yaşamlarını ve arzularını geçindiren, önder tek bir şahsın dahi bulunmadığı Gand ülkesi, yaşadığımız düzeni de hafiften taşlayarak anlatılmış. Bu düzende sizden yapılmasını istenen şeye olmaz diyebiliyor ve reddedebiliyorsunuz. Nitekim bunun kitlesel olarak yapıldığını düşününce bir “Özgürlük Düzeni” oluşturuluyor. Daha fazla ayrıntıya girmeden; uzun süreden beri bir kitaba ilk kez tam puan verdiğimi belirtmeliyim.
Dünya düzeni üstüne düşünen ve ilgisi olanların bayılacağı türden olan bu bilim-kurgu romanını; şu anki dünya düzenini ve hatta 1984 ile Cesur Yeni Dünya romanlarını da göz önüne alarak okumanızı tavsiye ediyorum. (Zafer Kaçar)

Emre İtaatsizlik, Giderek Azalmayı Gerektirir: …Ve Sonra Hiç Kalmadı: “Geçmişte ya da bugün olmuş hiçbir şey için kaygılanmanın pek yararı yok. Zira çok daha büyük sıkıntılar gelecek başımıza.” – Eric Frank Russell
Eric Frank Russell’ın Metis Bilimkurgu dizisinden çıkan tek kitabı. Ülkemizdeki ilk ve tek kitabı demek de pek doğal mümkün. Dizide yer edinen en kısa romanlardan biri olma hususi durumunu taşıyan kitap, ilk olarak ismiyle tavlıyor okurunu: “… Ve Sonra Hiç Kalmadı”.
Bu dizideki kitap kapaklarını oldukca seviyorum. Şundan dolayı hepsi buram buram “bilimkurgu” kokuyor ve bu oldukca hoşuma gidiyor. Kapakların, kitabın içeriğini yansıtması güzel bir vaka. Bu kitapta da bu durum geçerli. “Bilimkurgusal kapaklar” olarak adlandırıyorum ben bu tarz şeyleri. Olması gerektiği benzer biçimde. Başarılı.
Gelelim kitaba. İsim ilgi çekici. Arka kapak yazısı da o şekilde. Okumadan ilkin bu kitabı seveceğime dair bir his vardı içimde. Ve o şekilde de oldu.
“Sonra bin sekiz yüz kalmıştı. Sonra bin altı yüz. Ve sonra hiç kalmadı.”
Russel, başka bir gezegeni ziyaret eden Dünyalılar hakkında yazmış.
Hikayemiz, buyruk komuta zincirine ölümüne bağlı insanların, bir uzay aracı ile değişik bir gezegene inmesiyle başlıyor. Daha evvelki yıllarda da Dünya’dan birçok insanoğlunun ziyaret etmiş olduğu bu gezegende yaşayan halk kendilerini “Gand” ırkı olarak adlandırıyorlar. Uzay araçlarıyla gezegenlerini ziyaret eden Dünyalılar’a ise “Antigand” diyorlar.
Özgür bir halk olan Gandlilerin dünyasında kimse kimseden üstün değildir ve asla kimse bir diğeri için emek harcama zorunluluğuna haiz değildir. Herkes içinden geldiği benzer biçimde hareket etmekte ve kimse bu durumu bir anormallik olarak görmemektedir. Tabii ki baskıcı bir cemiyet olan ve mevkilerle birbirinin üzerine çıkmaya çalışan aç gözlü Dünyalılar’ın haricinde.
“Hiç kimse başkasından üstün değildir. Hiç kimsenin başkasının görevlerini tayin etmeye hakkı yoktur.” Durdu, düşünceli düşünceli ona baktı. “Eğer Dünya’da böyle aptalca bir gücü kullanan varsa, bu yalnızca budalalar ona izin verdiği içindir. Onlar özgürlükten korkuyorlar. Emir almak hoşlarına gidiyor. Ne adamlar!”
Dünyalıların gezegenlerine inmelerini umursamayan Gandliler, yazışma kurmaktan da kaçınıyorlar. Bu durum, Gandli yasalarından bihaber olan Dünyalılar’ı sinirlendiriyor fakat ellerinden de bir şey gelmiyor. Konuşmak istemedikleri süre “Skib!” diyor yerliler ve yürüyüp gidiyorlar.
Oldukça emsalsiz bir halk olan Gandliler’in gezegeninde para olgusu bulunmamakta. Bir şeylere gereksinimleri olduğunda “mec” yükleniyorlar ve o meclerle yaşamlarını idame ettiriyorlar. Tüm bu düşüncelere yabancı olan Dünyalılar şaşkınlıklarını gizleyemeseler de, ellerinden pek bir şey geldiği söylenemez.
İlk izlenimimiz, gezegenin halkının hümanist düşünceye yakın olduğu yönünde. Russell, bu mükemmel novellasında okurları tesiri altına alabilecek oldukca kuvvetli fikirler empoze etmeyi başarıyor. Biz “Antigandler”e yaşadığımız dünyayı ve içinde bulunduğumuz düzeni sorgulatıyor. Bu sebeple, bir kez hızlıca okunup geçilecek bir öykü değil, üstünde uzunca düşünülecek kuvvetli bir esere imza atılmış. Sonrasında bir şeyleri değiştirebilmek için düşünce sahibi olmamızı sağlayacak denli kaliteli. Dünyamızın dört bir tarafındaki mevcut yönetim şekillerinin değişebileceğini ve daha refah dolu hayatların elde edilebileceğini göstermesi bile bu kitabı “iyi kitap” sınıfına sokmaya yetiyor.
“İnsanlar kendi mec’lerini herhangi bir görev duygusundan değil, bir ekonomi sorunu olarak kabul edip, karşılığını ödüyorlar. Hiç kimse kimseye emir vermez, kimse kimseyi oraya buraya karıştırmaz. Ama bu gezegenin yaşam koşullarına uygun olarak konulmuş bir tür zorunluluk vardır. İnsanlar dürüst hareket ederler, ya da acı çekerler. Hiç kimse acık çekmekten zevk almaz, bir budala bile.” -Seth.
yazar/Eric-Frank-Russell ‘ın ifade tekniği yazar/ray-bradbury ve yazar/Douglas-Adams ‘ı çağrıştırıyor birazcık. Esprili dille gerçekleri özetleyen yazar, okurunu güldürürken düşündürüyor. Hicivsel bir yaklaşım sergileyerek konu alıyor bizlere öyküsünü. Kıvrak bir zekanın ürünü olan yapıt için Russell’ın başyapıtı demek mümkün.
Gönül isterdi ki Russell’dan daha başka kitaplar okuyalım, fakat ne yazık ki şu an ülkemiz sınırları içinde bu pek mümkün değil. Fakat sizler de bu kitabı okumuş ve benim benzer biçimde oldukca sevmiş biriyseniz, küçük bir sürprizi hak ediyorsunuz anlama gelir:
1 Ocak 1973 tarihindeki Türk Dili’nin (Aylık Dil ve Edebiyat Dergisi) “Bilim-Kurgu” hususi sayısını bir yerlerden bulursanız eğer, Eric Frank Russell’ın “Tek Çözüm Yolu” adlı kısa öyküsünü okuyabilirsiniz. Ben okudum ve sevdim.
Russell, daha oldukca okunmayı hak eden, iyi bir yazar.
Keyifli okumalar dilerim.
“Skib!” (Bahri Doğukan Şahin)


Ve Sonra Hiç Kalmadı PDF indirme linki var mı?


Eric Frank Russell – Ve Sonra Hiç Kalmadı kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Ve Sonra Hiç Kalmadı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Eric Frank Russell Kimdir?

1905’te İngiltere’de dünyaya geldi, 1978’de öldü. 1930’ların ortalarında British Interplanetary Society’de (İngiliz Gezegenlerarası Cemiyeti) çalışmaya başlamasıyla beraber bilimkurguya yöneldi. İlk öyküsü olan “The Saga of Pelican West” 1937’de, bilimkurgunun “Altın Çağ”ının önde gelen dergisi Astounding Science Fiction’da yayımlandı. Tüm eserlerinde militarizmi ve bürokrasiyi ince bir hicivle ele alan Russell, İngiliz olmasına rağmen belirgin bir Amerikan üslubu ile yazmıştır. Daha ziyade öyküleriyle tanınan Russell’ın çeşitli öykü derlemelerinin yanı sıra …Ve Sonra Hiç Kalmadı, Sentinels from Space (1953, Uzaylı Bekçiler) ve Wasp (1957, Eşekarısı) benzer biçimde oldukça ün kazanmış romanları da vardır. Russell’ın “Late Night Final” (Son Baskı) adlı öyküsü 1992’de Metis Yayınları’ndan çıkan Asker Kaçağı adlı öykü derlemesinde yer almıştı.


Eric Frank Russell Kitapları – Eserleri

  • Ve Sonra Hiç Kalmadı
  • Wasp


Eric Frank Russell Alıntıları – Sözleri

  • Haydi, bas pedallarına tekerlen git!” (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • Bana o şekilde geliyor ki efendim, beyinleri doğu-batı doğrultusunda ki bu insanlarla beyni şimal-cenup doğrultusundaki ben haftalar süresince münakaşaya çalışmaya devam edebilirim.
    Onlarla mahşer gününe kadar konuşabilir, hatta hakikaten dost olup sohbetten zevk bile alabilirsiniz fakat iki taraf da ötekinin ne hakkında çene çaldığını bilmez.” (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • Fırsat buldukça bol miktarda düşün, bir alışkanlık halini alacaktır bu.
    Zamanla giderek daha kolay olacaktır. Hatta bigün bunu zahmetsizce yapar hale bile gelebilirsin.” (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • Kaderine razı olup sonrasında yakınmaktansa onu zorlamalısın.” (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • “Bu kimse ölünce senin memleketine ne olur?”
    “Hiçbir şey,” dedi Bidworthy.
    “Her şey eskisi benzer biçimde sürer gider mi?”
    “Elbette.”
    “Öyleyse mühim biri olması imkansız o,” (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • “Diplomasinin denenmiş ve güvenilir tekniğidir bu; dolan barsakların kurnaz baştan çıkarıcılığı. Her süre işe yarar.” (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • Dünya’nın iyi vatandaşlığa verdiği ödül bu: işe koyul ya da defol git şeklindeki kati buyruk. Biz de defolup gittik. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • “Gemiyi, daha parlak zekâların bulunmuş olduğu bir başka yöreye götüreceğiz.” (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • “Zaman… Yaşın ilerledikçe daha acele geçer. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • Bu şaşırtıcı ve hayret verici dünyanın sakinleri zihinsel körlüğün garip bir şekline yakalanmış benzer biçimde görünüyorlardı: Gözlerine sokulmadan bir şeyi göremiyor, sonrasında da ona şaşı bakıyorlardı. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • ”Hiç kimse bir başkasından üstün değildir. asla kimsenin başkasının görevlerini belirleme etmeye hakkı yoktur.” Durdu, düşünceli düşünceli ona baktı. ”Eğer Dünya’da bu şekilde aptalca bir gücü kullanan biri var ise, Bu yalnızca budalalar ona izin verdiği içindir. Onlar özgürlükten korkuyorlar. Kendilerine emredilmesini yeğliyorlar. Emir almak hoşlarına gidiyor. Ne adamlar!” (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • “Beni anlıyor musunuz?”
    diye sordu.
    “Kim kimi anlayabiliyor ki?” … (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • Savaş zamanında sorulabilecek en moral bozucu sual: “Acaba bizlerden ne saklıyorlar?” (Wasp)
  • Herkesin düşünceleri ya da zevkleri aynı değildi. Birine zehir olan, bir başkasına panzehirdi. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • …insan efendilerin yönetiminde yarıbilinçli sebzelerin kendi kendilerini yetiştirdiği bir küre. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
  • Her ikisinin yüzünde de, muslukçu damlayan yeri ararken yükselen kirli kokuya katlananların sıkıntılı ifadesi vardı.
    🙂 (Ve Sonra Hiç Kalmadı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş