The Chain kimin eseri? The Chain kitabının yazarı kimdir? The Chain konusu ve anafikri nedir? The Chain kitabı ne konu alıyor? The Chain PDF indirme linki var mı? The Chain kitabının yazarı Adrian Mckinty kimdir? İşte The Chain kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Adrian Mckinty

Yayın Evi: Mulholland Books

İSBN: 9780316531269

Sayfa Sayısı: 357

The Chain Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

You just dropped off your child at the bus stop. A panicked stranger calls your phone. Your child özgü been kidnapped, and the stranger explains that their child özgü also been kidnapped, by a completely different stranger. The only way to get your child back is to kidnap another child within 24 hours. Your child will be released only when the next victim’s parents kidnap yet another child, and most importantly, the stranger explains, if you don’t kidnap a child, or if the next parents don’t kidnap a child, your child will be murdered. You are now part of The Chain.

The Chain Alıntıları – Sözleri

• Yeni bir sabahleyin daha. Midesindeki o his,korkunun, midesini altüst eden dehşetin uçuşan kelebekleri. Evladı tehlikeye düşene dek insan gerçek korkuyu asla yaşamıyor. İnsanın karşılaşacağı en fena şey ölüm değil.İnsanın karşılaşacağı en fena şey, çocuğunun başına gelen şey.
• Kemo büyük ölümü kapı haricinde bekletmek için içeri çağırdığınız ufak ölüm.
• Hepimiz kendi köpüğümüzün üstünde gidiyoruz,diye düşünüyor,kutlu patlamayı bekleyerek.
• Zinciri’in halkaları olduklarını hatırlat
  .
  Seni bulamayacağımız hiçbir yer yok.

The Chain İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Üstünde yürüdüğümüz yaşam yolunun kimi vakit iyi mi çatallaştığını yaşayıp görüyoruz çoğumuz. Hiçbirimizin muhteşem yaşamı yoktur. İnsanoğlu her şeyi yaşayıp duruyor. İşsiz kalıyor, ağır hasta oluyor, evinde ve çalmış olduğu işyerinde mutlu olmuyor. Bakmayın o şekilde toplumsal medyada gülümseyen insanlara. Sahte birçoğu. Zamanla yeni oluşturulan bir kapının eski kapıları kapatmasına, yaşamın cilvelerine, değişen mevsimlere karşın, çocuğumuzun doğduğu an gerçeküstü olmaktan öte bir durum. Bu duyguyu hiçbir kelime anlatamaz. Hayat ne kadar inişli çıkışlı ilerlesede evladımız bir başkadır bizim için. Hayatımızın zirvesindedir devamlı. Onlar hakkında hayaller kurar, geleceklerini güvence almak için çalışıp dururuz. En büyük acı evlat acısıdır derler. Doğrudur. O acı tarifsizdir. Anneniz ölür, babanız ölür, kardeşiniz ölür, zaman içinde o acı hafifler. Ama evlat? Evlatlarımız her şeyden üstün. Onlar bizim geleceğimiz, mutluluğumuz. Ya o mutluluğunuz biri tarafınca elinizden alınırsa?
Rachel’in kızı kaçırılır. Kızına sağ salim kavuşmak istiyorsa, onun da bir başka evladı kaçırması istenir. Polis yok, başka hiç kimseye anlatmak yok. Artık Rachel bir Zincir’in parçasıdır ve eğer Zincir koparsa kızı ve kendisi ölecektir.
Kitap üzerine basa basa çocuklarımızı yanımızdan bir dakika bile ayırmamayı, bir evladı kaçırmanın ne denli kolay bulunduğunu ve günümüz teknolojisinin -aynı zamanda akıllı telefon olarak bilinen- nimetleri yardımıyla bir ailenin tüm yaşantısını en ince ayrıntılarına kadar bir yabancının kolayca öğrenebileceğini belirtiyor. Sokağa çıkıp yürürken karşınıza bir yabancı çıksa ve seninle ilgili bazı sorular sorsa ürkü olmaz mısınız? Ama biz her şeyini internete koyuyoruz. Çocuklarımızı, bizim nerelerde zaman geçirdiğimizi, evlatların okuldan çıkış saatlerinden tutun da evindeki yemeğimize kadar.
İnanılmaz akıcı ve size vakit terimini unutturacak kadar heyecanlı bir kitaptı Zincir. Bir anne yada bir babanın, evlatları için ne kadar ileri gidebilir sorusunun yanıtını veren kitaplardan. (Nuray Takaz Durmuş)

Eğer ara sıra olan okuma durgunluğuna kapıldıysanız sizi sahalara geri döndürebilecek bir kitap. Bir çırpıda okunuyor ve açılıyorsunuz . İlgi cekici bir konusu var , emsalsiz ve keyifli (bikitap bikahve)

Ailelerin okuması ihtiyaç duyulan bir gerilim: Ilk olarak her insana ıyi okumalar
Şimdi nerden iyi mi başlasam bilmiyorum konusu ile insanı aniden içine çeken bir kitap bence fazlaca daha güzel olabilirdi finali bence birazcık kitabın peşinde kalmış
Kısacık bir özet geçelim birgün hastaneye giden bir kadının telefonu çalar arayan şahıs kızını kaçırdığını ve istediği şeyleri yapmaz ise kızı öldüreceğini söyler yapacağı şey 15 bin dolar para bulmak ve başka birisinin çocuğunu kacirmasidir arayan şahıs benimde çocuğumu kaçırdılar ve kurtulması için senin de bir evladı kaçırmam gerek ve senin kızının kurtulması için kacirdigin çocuğun ailesininde başka bir evladı kaçırması gerekiyor der.
Karişik degilmi fakat okurken cokdaha ıyi anlıyorsunuz ben şunu gördüm bir evladı kaçırmak nekadar kolaymış bilhassa evladı olan insanların muhakkak okuması ihtiyaç duyulan bir kitap ve toplumsal medya nin iyi mi bir çekince bulunduğunu tokat benzer biçimde yüzümüze vuruyor
Tavsiye ederim derhal alın okuyun
Puanım 10 / 8 (Mustafa altun)

The Chain PDF indirme linki var mı?

Adrian Mckinty – The Chain kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de The Chain PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Adrian Mckinty Kimdir?

Adrian Mckinty Kitapları – Eserleri

• The Chain
• Çakalların Yurdu
• Soğuk Toprak
• Sokakta Siren Sesleri
• Yarınsız Ülke

Adrian Mckinty Alıntıları – Sözleri

• Hepimiz kendi köpüğümüzün üstünde gidiyoruz,diye düşünüyor,kutlu patlamayı bekleyerek. (The Chain)
• Zinciri’in halkaları olduklarını hatırlat
  .
  Seni bulamayacağımız hiçbir yer yok. (The Chain)
• Sonradan pişman olmaktansa önlemli hareket etmek evladır. (Sokakta Siren Sesleri)
• İntikam, adaletin aptal üvey kardeşidir. (Sokakta Siren Sesleri)
• ”Kaçıp gitmek istiyordum. Ay ışığında, yıldızların aydınlattığı dalgaların üstünden, kollarım açık, saçımda taze koparılmış çiçeklerle.
  Nereye gidecektim?” (Çakalların Yurdu)
• Yeni bir sabahleyin daha. Midesindeki o his,korkunun, midesini altüst eden dehşetin uçuşan kelebekleri. Evladı tehlikeye düşene dek insan gerçek korkuyu asla yaşamıyor. İnsanın karşılaşacağı en fena şey ölüm değil.İnsanın karşılaşacağı en fena şey, çocuğunun başına gelen şey. (The Chain)
• Burası bir kabile toplumudur. Klanlar vardır. Savaş lordları vardır. Sen 1982’de mi yaşadığımızı sanıyorsun? 1582’de yaşıyoruz biz. (Sokakta Siren Sesleri)
• ”Atla. Daha ilkin asla Bentley’ye binmiş miydin?”
  ”Hayır.”
  ”Atla, atla. Üstünü açacağım. Arabanın üstünü açabilmen için yanında ne olursa olsun güzel bir kız olmalı, yoksa açamazsın. Kullanma kılavuzunda aynen bu şekilde diyor.” (Çakalların Yurdu)
• Kemo büyük ölümü kapı haricinde bekletmek için içeri çağırdığınız ufak ölüm. (The Chain)