Eğitim

Avare Kadın – Colette Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Avare Kadın – Colette Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Avare Kadın kimin eseri? Avare Kadın kitabının yazarı kimdir? Avare Kadın konusu ve anafikri nedir? Avare Kadın kitabı ne konu alıyor? Avare Kadın PDF indirme linki var mı? Avare Kadın kitabının yazarı Colette kimdir? İşte Avare Kadın kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Colette

Çevirmen: Suut Kemal Yetkin

Çevirmen: Lütfi Ay

Orijinal Adı: La Vagabonde

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755104034

Sayfa Sayısı: 231


Avare Kadın Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Colette, dopdolu bir yaşamdan, baş döndürücü yaşam serüveninden yazma hayatına adım adım girmiş, her kitabıyla yeni bir aşama yapmış, edebiyatın tam anlamıyla çilesini çekmiş bir yazar. Oldukça rahat yazıyormuş, kalemi kendiliğinden yazıyormuş izleminine rağmen yazmayı meslek olarak öğrenmiş bir yazardır Colette…


Avare Kadın Alıntıları – Sözleri

  • Sana kendinden daha büyük düşman yoktur.
  • Brague bana:
    –Yalnızlığı sevdiğin için, bu şekilde yalnız yaşıyorsun, değil mi? diyor.
    Elbette seviyorum, hatta-kısacası-yalnız yaşamak isterim. Ama şu var ki… Kimi günler yalnızlık, benim yaşımda bir hanımı, özgürlükten sarhoş eden keskin bir şarap oluyor, kimi günler acı bir kuvvet ilacı, kimi günler de insana kafasını duvardan duvara çarpmak isteğini veren bir zehir.
  • Ah! evet, gitmek, çıkıp gitmek, kim olduğumu, daha düne kadar beni barındıran kentin adını unutmak, nerede ise düşünmemek, trenin sağında, solunda dönen, değişen manzaralardan içinde mavi göğün yemyeşil görünmüş olduğu kurşuni gölden, kırlangıçlarla çevrilmiş bir çan kulesinin işlemeli okundan başka hiçbir şeyi görmemek, hiçbir şeyi akılda tutmamak…
  • “Yalnızlık, evet. Ondan, insanı öldürebilen bir ilaçtan korkarcasına korktum. Sonra, farkına vardım ki… Ben aslına bakarsanız yalnız yaşıyormuşum. Çoktanberi, ta çocukluğumdan beri buna alışmıştım.”
  • Ama, şu var ki … Bazı günler yalnızlık, benim yaşımda bir hanımı, hürriyetten sarhoş eden keskin bir şarap oluyor, bazı günler acı bir kuvvet ilacı, bazı günler de insana kafasını duvardan duvara çarpmak arzusunu veren bir zehir.
  • “Doğduğum bölgeler, her geçişte acı, kısa devam eden bir sarhoşlukla beni büyülüyor, fakat buralarda durmaya cesaretim yok.”
  • “Brague hana:
    -Yalnızlığı sevdiğin için, bu şekilde yalnız yaşıyorsun, değil mi? diyor.
    Elbette seviyorum, hatta -kısacası- yalnız yaşamak isterim. Ama, şu var ki… Bazı günler yalnızlık, benim yaşımda bir hanımı, hürriyetten sarhoş eden keskin bir şarap oluyor, bazı günler acı bir kuvvet ilacı, bazı günlerde insana kafasını du­vardan duvara çarpmak arzusunu veren bir zehir.”
  • Her an değişen ülkemi, azca kalsın kaybedecekmişim benzer biçimde seyre dalıyorum.
  • Yalnız yaşamak, insan yalnız yaşamaktan ölmüyor, iyi mi olsa buna da alışıyor, fakat yapayalnız ateşler içinde yanıp erimek, bitmek bilmeyen geceler süresince öksürmek, halsiz bacaklar üstünde, yağmur camları döverken, pencereye kadar ulaşmak, sonrasında buruşmuş, yumuşak bir yatağa dönmek… Yalnız, yalnız, yalnız!..
  • Ama beni kimse beklemiyor, ne şöhrete, ne zenginliğe, ne de sevgiye götürmüş olan bir yol üstünde benim bir bekleyenim yok.
    Biliyorum, insanı hiçbir şey sevgiye götürmez. Yolunuza o kendiliğinden çıkar. Ya sonsuzluğa dek yolunuzu keser ya da yolunuzdan geçer gider, çökerterek, harap ederek bırakıp gider.


Avare Kadın İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Colette, 28 Ocak 1873 tarihinde gece saat ona doğru dünyaya gelmiştir. Doğumu “üç gün iki gece” sürmüş ve dünyaya mosmor vaziyette gelmiştir. Başta ebeler olmak suretiyle etrafta bulunan hepimiz onun fazla yaşamayacağına kanaat getirmiştir. Colette’e kendi yaşam mücadelesinde yaşamının sorumluluğunu üstüne alan kuvvetli, dayanıklı bir bayan olarak karşımıza çıkmasının doğum anındaki direnişine borçlu bulunduğunu söyleyecektir ilerleyen yıllarında. Colette 20 yaşlarındayken (1893) kendisinden on dört yaş büyük olan Willy ile evliliğe ilk adımını atmıştır. İlk kocası Paris sosyetesinde tanınan, genç yazarların eserlerini kendi ismiyle yayınlayarak üne kavuşmayı dileyen başarısız bir yazardır. Colette’in 20’li yaşlarda yazdığı Claudine serisini de kendi ismiyle yayınlayarak elde edemeyeceği haksız bir üne kavuşmuştur. Clauine, o tarihe kadar Fransa’da en fazla satış meydana getiren yaratı olmuştur. Colette’in çağdaşı olan film yönetmeni Sacha Guitry, Colette’in yardımıyla eşi Willy’in haiz olduğu ünü tanımlamak için şu ifadeleri kullanır: “Sanırım sadece bir Tanrı bir de Alfred Dreyfus (Willy) kadar ünlü.” 1906 senesinde anlaşamadığı eşinden boşanarak Paris’in müzikhollerinde çalışmaya adım atmıştır. Boşanma sürecinden sonrasında 6 yıl süresince tüm Fransa’yı kapsayan iş turnelerine çıkmıştır. Bu süreç süresince hem çalışmış hem de roman yazmıştır. “Avare Kadın” romanı da bu gezim zamanından kalan bir eseridir. Avare Kadın romanını Fransız Müzikhollerinde sahneye çıkmayı beklediği vakit boşluklarında yazmıştır. Colette, cenaze törenlerinin halka kapalı olmasını korumak için çaba sarfeden, cenaze törenlerinden nefret eden bir hanımdır. Bir hastane köşesinde yalnız başına ölmeyi dilemesine karşın Fransa Cumhuriyetinin hanımefendilere meydana getirilen devlet cenaze töreni ile defnedilmiştir. 7 Ağustos 1954 tarihinde bir çok kadınlardan oluşan 6 bin kişilik kalabalık bir kitle Colette’in tabutuna eşlik ederek ona olan sevginin büyüklüğünü ortaya koymuşlardır.
Avare Kadın kitabını, 1957 senesinde Suut Kemal YETKİN ve Lütfi Ay Fransızcadan çevirmişlerdir. Kitap Maarif Matbaası tarafınca basılmıştır. Suut Kemal Yetkin Önsözde kitabın aslolan isminin “La Vagabonde” bulunduğunu birebir çeviri edilmiş olduğu zaman dilimize “Serseri Kadın” olarak çevrileceğini lakin bu ifade ne eserin ruhuna ne de başkaraktere yakışmadığından dolayı “Avare Kadın” başlığını kullandığını belirtmektedir. Colette’in çağdaşı olan Fransız Yazar Remy de Gourmont (1858-1915) kitap üstüne olan düşüncelerinden bazıları şu şekildedir: “…La Vagabonde, bütün bir kadın psikolojisidir. Bu, İstemediğini isteyen, istediği kendisine verilince de artık onu aramayan, hayattan sırf yaşamak gururu ile kendini uzaklaştıran kadının, ezeli taraflarıyla, çırılçıplak ortaya konulmuş hüviyetidir.”
1910 yılının Mayıs-Ekim ayları içinde yazılan “Avare Kadın” romanı, Colette’in kendini bulmuş olduğu zamanlara denk gelmektedir. Birinci Dünya Savaşı’nın öncesindeki son rahat yıllarda Fransa’da hem emek harcayarak hem de yazarak yaşamını sürdüren Colette artık boşanmış, özgür bir hanımdır. Kitap yazma geleneğinde de değişikliğe giden Colette artık aile kızları, evli hanımefendileri ele almayacak “yalnız ama güçlü kadınlar”ı yazmaya başlayacaktır.
Avare Kadın kitabını otobiyografik özellikler taşıyan bir eserdir. Kitabın başkarakteri olan Renee, Colette’in arkadaşıdır. Colette bisexuel olan bir hanımdır. Gerçek dünyadaki Renee onun duygusal bağ kurduğu ilk lezbiyen kadınlardandır. Roman yazılmadan ortalama bundan önce Renee yaşamını yitirecektir. Colette de bu eserinin kahramanına onun adını verecektir.
Renee Nere yeni bir yaşam seçimi inşa etmeye çalışan bir hanımdır. Rol yapmak kendi içindeki tutsaklıktan kaçmak için benimsediği bir yoldur. Bir kadının bir tek acı çekerek sıradanlıktan kurtulabileceğini korumak için çaba sarfeden bir hanımdır. Eşinden ayrıldıktan sonrasında Müzikhollerde çalışmaya süregelen, paranın ve emeğin önemini algı etmeye süregelen bir hanımdır. Geçmiş yaşantısında Colette benzer biçimde adamların ihanetinden oldukca çeken ve mutsuz bir evlilik geçirdiği için yeni yaşantısında erkeklerden uzak durmakla arzularına boyun eğip tekrardan onlara yakınlaşmak içinde gidip gelen bir bayan olarak karşımıza çıkmaktadır. Devrin Fransa’sında Kadın için gerçek özgürlük faturasının yalnızlık bulunduğunun bilincinde olan, bayanlar için kişiliğini kaybetmeden aşık olunabileceği mevzusunda kararsızlık yaşayan ve devamlı yeni aşklar, aşıklar mevzusunda ürkek davranan “kırılmış” bir hanımdır.
“Şimdi beni başka işler, başka gaileler bekliyor; en başta geçinmek, jestlerimi, danslarımı, sesimi para ile değiştirmek mecburiyeti var. (…) Kendi emeğimle geçiniyorum, bu bir hakikat.” (32) Bu alıntı eşinden ayrılmış olduğu sürecin ilk zamanlarına işaret etmektedir. Colette kabuk değiştirerek artık adam elinden para alan bir ev hanımı değil, kendi parasını emeği ile kazanan özgür bir hanıma doğru ilk ve büyük bir adımı atmış olacaktır.
Colette’in kendi hayatında da oldukca mühim bir mevzu olan maddi durumun bayanlar için önemini anası üstünden verdiği bir örnekle açıklar: “Eğer genç bir kızın serveti yada mesleği yoksa” diye yazar Colette annesinin birinci evliliğiyle ilgili olarak “ve tümüyle ağabeylerinin eline bakıyorsa, dilini tutmaktan, ona sunulan şeyleri kabullenmekten ve Tanrı’ya şükretmekten başka ne gelir elinden?”
Renee Nere boşanmış bir hanımdır. Periyodunun anlayışına nazaran de Fransız hanımından beklenilen tek şey de iyi bir evlilik yaparak “evinin kadını” olmasıdır. Napolyon anayasası hanımefendilerin bir sürü haktan yoksun olmasına niçin olmuştur. Fransız hanımı 1900’lü yılların başına kadar gece saatlerinde emek harcaması yasalarla engellenen, 1942’ye kadar da siyasal haklardan yoksun olan, sistem dışına itilen cinstir.
Renee, Fransız hanımlarını kıskacı altına alan ataerkil düzendeki evlilik anlayışını da şu şekilde açıklamaktadır: “İnanın bana bir kadın için evlilik Beyefendiyle bütün öteki insanlar arasında meyancılık etmektir. Siz bunu bilmezsiniz, Hamond, siz o kadar az evli kaldınız ki; evlilik, emin olun: “kravatımı bağla… hizmetçiyi kapı dışarı et!… Ayağımın tırnaklarını kes!… Kalk bana papatya çiçeği kaynat!… Bir tenkiye hazırla!…” sözlerini işitmekten. “yeni elbisemi çıkar, bavulumu yerleştir de gideyim, ötekini bulayım”dan ibarettir” (182)
Bu evlilik deneyimine karşın Renee, kendisine aşık bulunduğunu onlarca kere kez söyleyen genç aşığı Maxime ile ikinci bir yaşam kurabileceğini düşünmüş, mutlu olabileceğini de düşünmüştür. Lakin evlilikte kendi kimliği ile var olamayacağının farkına varacaktır. O devrin her aşk ilişkisinin evliliğe doğru evirileceğini, müzikhollerde çalışan bir hanımı ise hiçbir adamın istemeyeceğinin bilincindedir. Para ile ilişkisini çoktan bitirmiş olan Renee, şımarık büyütülmüş her istediğine parası ile erişeceğini düşünen erkeklerle olamayacağını, burjuva hayatına dönerek aynı hataya düşmeyi istememektedir. Her şeye haiz olacağı vaadini veren Maxime’e ise “o benim düşmanım, beni benden çalan yağmacı!” bahçeleri güllerden geçilmeyen çok önemli evlerin balkonundan sarkıp günlük hayata karışan insanları izlemeyi en büyük tutsaklık olarak görmektedir. Zira yaşamın aslolan sahipleri sokakta avare avare gezen erkekler ve kadınlardır. Kendi bağımsızlığından taviz vermek yerine büyük aşkından, arzularından vazgeçmeyi seçecektir. Kimsenin kölesi olamayacağını da yapmış olduğu içsel konuşmalarda ifade edecek ve tüm yaşantısını terk edip gidecektir.
“Sen, verdiğini sanırken her şeyi alan adam değil misin? Hayatımı paylaşmaya gelmiştin… Paylaşmaya, evet: kendi payını almaya! Her hareketimi paylaşmaya, her saat düşüncelerimin o gizli saklı mabedine sokulmaya, değil mi? Ben o mabedin kapısını her insana kapadım.
Sen iyi kalplisin, en temiz niyetlerle beni mesut etmek istiyordun, şu sebeple beni her şeyden yoksun, yapayalnız görmüştün. Ama fukara bir kadının gururunu hesaba katmadın: yeryüzünün en güzel memleketlerini, senin sevda dolu bakışlarımda küçülmüş olarak, görmeyi reddediyorum.
Saadet? Yalnız saadeti, artık bana yeter mi sanıyorsun?… Hayata kıymet veren bir tek mutluluk değildir. Gözlerimi bu adi sabahleyin ışığıyla aydınlatmak istiyordun, şu sebeple karanlık içindeyim diye bana acıyordun. İstersen öyleki bir ihtimal: dışarıdan görülen bir oda benzer biçimde karanlık. Loş, fakat karanlık değil. Loş ve her an uyanık bir hüznün ihtimamlarıyla süslü; alaca baykuş benzer biçimde, ipek tüylü fare benzer biçimde, kelebek güvenin kanadı benzer biçimde gümüşlü, alacakaranlık. Loş, insanoğlunun yüreğini paralayan bir hatıranın kızıl gölgeleri içinde loş… Ama sen artık yanında teessür duymaya bile hakkım olmayan bir insansın” (Adem Yüce)

Avareliğinde kaybolduğum bi’ başkarakter oldu Renée; tüm yaşayışında geçmişin acısını mağrur, gururlu, samimice taşıyan ve derin bi’ bağımsızlık, özgürlük fikriyle devinen.
Renée’nin aşkının ardında koskoca bi’ anılar sandığı var. Bu sandıksa hüzün ve acıyla dolu. Tüm yeniliklere atılan ilk adım ilkin tek çünküsü unutamayış olan bu “anılar sandığı” tarafınca sınanıyor. İşte böylece tanışıyor Renée, Max’le. Tüm tereddütüne karşın Max’ın diretisine, gözü körlüğüne zaman içinde dayanamayıp, direncini yıkarak ona aşık oluyor. Zaman içinde Renée mesleği gereği kendi evinden ve Max’ten kırk günlüğüne ayrılmak durumunda kalıyor. Fakat bu kırk gün ne bildik ne gerçek bi’ ayrılık oluyor onun için…
Zaman bi’ realize aracıdır, sallar kişiyi. Kendine gel uyarısını verir ve bunu en iyi “şahıs kendi başına” olduğunda hissettirir şu sebeple şahıs, insanların, toplumun içindeyken hep bi’ yönlendirim halindedir. Fikirleri her ne kadar kendisininmiş benzer biçimde görünse de hep çevreden etkilenmiş haldedir. İşte Renee, turneye çıktığında kendi başınayken yavaş yavaş dönemin onu dürtmesiyle kendi içine yöneliyor ve düşünüyor; bu aşk mı, yaşamış olduğu?
Tüm o geçmişin ürkek, sürüngen hisleri ortaya çıkıyor ve onu sorguluyor. Acın yetmedi mi senin, neye umutlusun, yeni bi’ aşk için yeni heves gerekiyor oysa sen geçmişi sindirebilmiş değilsin daha…Özgürlüğünü yeni birisiyle yitirerek, hüznünü perçinleyerek yeniden mı acı çekmek istiyorsun?
Okurken mükemmel betimlemelerle, uçsuz, pastel nice ifadelerle karşılaştığım bu kitap benim için değişik, sorgulayıcı sayfalarla doluydu. Sürüncemeli aşkın, aslen {hiç de} “geçmemiş” olan geçmişin kişiyi iyi mi etkilediğine dair, emsalsiz bi’ kitap Avare Kadın…
“…Bu acının haricinde, eskiden nasılsam gene öyleki değil miyim? Yani özgür, korkulu denecek kadar yalnız ve özgür?” (meltem şen)


Avare Kadın PDF indirme linki var mı?


Colette – Avare Kadın kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Avare Kadın PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Colette Kimdir?

Askeriyede yüzbaşıyken yaralanan ve bundan dolayı ufak bir memurluk görevine getirilen bir babanın kızı olarak doğan Gabrielle Sidonie Colette, Burgundian nahiyesinde, Saint-Sauveur-en Puisaye’de dünyaya geldi. Çocukluk ve genç kızlık yıllarını taşrada geçirdi. 20 yaşına ulaştığında kendisinden 15 yaş büyük olan yazar ve eleştirmen Henri Gauthier-Villars ile evliliğe ilk adımını attı. Bir süre özgür yazar olarak çeşitli dergilere yazılar gönderen Colette, Belçika Akademisi ile Acaremie Goncourt üyesi oldu.

1906 yılına gelindiğinde Gabrielle Sidonie Colette, dul bir hanımdı. Paris müzikollerine ve Moulin Rouge’a girdi. Başarısız bir yazar olan ilk kocası Henri Gauthier-Villars yönetiminde özyaşamsal çizgiler taşıyan ve oldukca sevilen “Claudine” romanlarını kaleme almaya başladı. 1900’lü yılların başlangıcında “Claudine Okulda”, “Claudine Paris’te”, “Claudine Evli”, “Claudine Gidiyor” adlı kitapları çıkardı. Sözü edilen bu kitaplarda yaşamı tanımaya çalışan akıllı bir kadının çocukluğunu, gençliğini ve evliliğini anlatır. Dört kitabında ortak kahramanı olan Claudine’ın, özgürlüğünü kazanmaya çabaları burjuva toplumu fazla irdelemeden erotik bir sonla noktalanır. Yazdıklarıyla kendi yaşamını temel olarak ortaya koyan Gabrielle Sidonie Colette, gerek “Claudine’ın Evi” gerekse “Sido” adlı romanlarında kendi çocukluğunu, yaşamış olduğu memleketin özelliklerini ve annesini anlatır.

Yapıtlarında Paris müzikhol dünyasını da sık sık irdeleyen yazar, bu çevreyi olabildiğince açık bir üslupla mevzu etmekle beraber toplumsal-eleştirel derinlik kazandıramaz. Genç bir teğmene duyduğu aşk sebebiyle kendi kişiliğini kabul eden revü şarkıcısı “Mitsou” ve varlıklı bir yaşam hanımı olan annesinin bir arkadaşıyla dostluk kuran üçkağıtçı “Cheri”nin yaşamını anlattığı romanlar, yazarın vakalar karşısındaki yüzeysel değerlendirmelerine ışık tutacak niteliktedir.

“Yeşil Başaklar” ve “Kediler” adlı romanlarında ise aşk ilişkilerini, bilhassa de hanımefendilerin duygu dünyasını çevre ve yaşam koşulları içinde ince bir duyarlılıkla ele alan yazar 1954’te Paris’te yaşamını yitirmiştir.


Colette Kitapları – Eserleri

  • Cicim
  • Dişi Kedi
  • Avare Kadın
  • Caniko
  • Claudine’in Evi
  • Duygusal Sürgün
  • Gigi
  • Caniko’nun Sonu
  • O Zevkler…
  • Uzaktan


Colette Alıntıları – Sözleri

  • Ama, sen benden bu kadar ilkin doğduğun için, ben seni öteki tüm hanımefendilerin üstünde sevdiğim için, iyi cezalandırıldık: işte, bitkinsin, fakat sen kendini teselli etttin, ki bu kadarı da ayıptır, ben ise… (Caniko’nun Sonu)
  • “Brague hana:
    -Yalnızlığı sevdiğin için, bu şekilde yalnız yaşıyorsun, değil mi? diyor.
    Elbette seviyorum, hatta -kısacası- yalnız yaşamak isterim. Ama, şu var ki… Bazı günler yalnızlık, benim yaşımda bir hanımı, hürriyetten sarhoş eden keskin bir şarap oluyor, bazı günler acı bir kuvvet ilacı, bazı günlerde insana kafasını du­vardan duvara çarpmak arzusunu veren bir zehir.” (Avare Kadın)

  • Memnun olmadın mı ? Sen iyi mi olmasını isterdin ? Kederimi gizlemek için geri dönmemi mi ? Zayıflamamı mı ? Saçlarımı boyamaktan vazgeçmemi mi ?Yataklara düşmemi mi ? (Cicim)
  • Ahlak nereyi bulsa orada kendine yuva yaparmış. (Caniko’nun Sonu)
  • Bugünümü seviyorum. Dün haiz olduğumdan utanmıyorum, artık haiz olmadığımla kederlenmiyorum. (Caniko’nun Sonu)
  • …Daha sonrasında anlıyacaksın,
    tâ mezara kadar insan
    her an ihtiyarladığını unutuyor… (Claudine’in Evi)
  • Ne garip, bu insanoğlu bir yaşam süresince hep aynı şeyi yapmaktan bıkmıyorlar! (Cicim)
  • Edmée’nin Caniko’yu seyredişi, hiç kimseye yar olmayacak bakireye göz dikmiş, kıskanç ve uslanmış aşığın rahatlamış seyredişiydi. (Caniko’nun Sonu)
  • Sergiden yalnız bir kedicik almış değilim, onunla kediliğin asaletini, hudutsuz cömertliğini, adabı muaşeretini, seçkin insanlarla olan karabetini getirmiştim eve. (Cicim)
  • …Kitaplar, kitaplar, kitaplar…
    Oldukça okuduğumdan değil, hep aynı kitapları yeniden yeniden okurdum. Fakat hepsi de bana lâzımdı. Mevcudiyetleri, kokula­rı, isimlerinin harfleri derilerinin pütürü… En kapalıları benim için en kıymetli olanları değil miydi??? (Claudine’in Evi)
  • “-Senden sonra rasgele birinin olurum, veya bir çok kadınların. Ama hiçbir zaman başka bir kediyi sevmem.” (Cicim)
  • Kadınlar, belirgin şehvetten daha büyük bir hazza, adam yakınlığına, adama dokunmaya, onun güç veren kokusuyla sıcaklığına kendilerini kaptırmış; parçalanmadan dönmüş bir adamın avına dönüşmenin, onun kollarında uyku kadar mahrem bir ritme itaat etmenin verdiği tepeden tırnağa güvene teslim olmuş… (Caniko’nun Sonu)
  • “ Cicim artık kuvvetli kuvvetliydi, on dokuz yaşlarında olmakla gurur duyuyordu ; sofrada neşeli , yatakta sabırsızdı ; ser verip sır vermiyor ,kibar bir fahişe benzer biçimde gizemini koruyordu. “ (Cicim)
  • Koşup nefes nefese kalmış çocuklar benzer biçimde , her kelimeden sonrasında duraklıyarak süratli süratli konuşuyordu . (Gigi)
  • …Gözlerinde okudu­ğum şeyin korku olmadığına katiyetle vallahi billahi.
    Bu kati anda, 1tercih yapmış oldu,
    barışı, dostluğu, samimi anlaşmayı seçti,
    yattı… (Claudine’in Evi)
  • Onu unutmuş muyum, bilmek arzu ederdim. Ama nedir unutmak. (Caniko’nun Sonu)
  • “Yalnızlık, evet. Ondan, insanı öldürebilen bir ilaçtan korkarcasına korktum. Sonra, farkına vardım ki… Ben aslına bakarsanız yalnız yaşıyormuşum. Çoktanberi, ta çocukluğumdan beri buna alışmıştım.” (Avare Kadın)
  • Genç olma zamanı ve daha azca genç olma zamanı var. Bir de mutlu olma zamanı… Bunun farkına varmak için, sanıyor musunuz ki size gerekseme duydum? (Caniko’nun Sonu)
  • Fena kalpli olmaktan iyi mi bu şekilde hoşnut oluyorsunuz? (Cicim)
  • …Susuyor ve…
    Haydi, beni korkutan kelimeyi yazalım:
    düşü­nüyor.
    Yeni 1dert mi?
    Hiç düşünmediğim 1felâket mi??? (Claudine’in Evi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş