Eğitim

Tanıdıklarım – Hüseyin Cahit Yalçın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanıdıklarım – Hüseyin Cahit Yalçın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanıdıklarım kimin eseri? Tanıdıklarım kitabının yazarı kimdir? Tanıdıklarım konusu ve anafikri nedir? Tanıdıklarım kitabı ne konu alıyor? Tanıdıklarım PDF indirme linki var mı? Tanıdıklarım kitabının yazarı Hüseyin Cahit Yalçın kimdir? İşte Tanıdıklarım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Hüseyin Cahit Yalçın

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750803062

Sayfa Sayısı: 180


Tanıdıklarım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hüseyin Cahit Yalçın’ın kaleminden İttihat-Terakki erkanı; Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa, Mithat Şükrü, Ubeydullah Efendi, Ömer Naci ve ötekiler… 1936 senesinde haftalık Yedigün’de tefrika edilen Tanıdıklarım ilk kez kitaplaşıyor. Hüseyin Cahit Yalçın’ın bizzat şahit olduğu vakalar ve tahlillerle tanıttığı şahsiyetlerin birçoğunu yalnız ismen biliyoruz. Devrin dergilerinden derlenen fotoğraf ve karikatürler portreleri daha belirginleştiriyor… “Osmanlı İmparatorluğu’nun Nafia Nazırı Hallacyan, ilk icraatı içinde, en yakıcı milliyetçilere bile parmak ısırttı. Haydarpaşa’da bir küşat resmi yapılıyordu. Alman direktör Kauç, vükeladan, rüfekadan, yerliden ve ecnebiden mürekkep büyük bir kurul huzurunda nutkunu okumak suretiyle ayağa kalktı. Birdenbire, kulaklara, alışmadığımız, bilmediğimiz bir dil çarptı. Bu ne garip Almanca idi! Hayır, hepimiz aldanıyordu. Bir kelime Türkçe bilmeyen söylev söylüyordu, kısaca elindeki kağıttan okuyordu! Gözlerim Hallacyan’a gitti. – Monşer, bu herifler Osmanlı topraklarında bulunuyorlar, burada çalışıp para kazanıyorlar. Bir resmi küşatta resmi söylev Türkçe olmak lazım değil mi? Türkçe’den başka bir söz söyletmem, hepinizi iğrenç ederim, dedim. Nutku Almanca harflerle yazdırttım, Türkçe okuttum!”


Tanıdıklarım Alıntıları – Sözleri

  • Fikir akrabalığı en sağlam bir dostluğun temelidir.
  • O hiçbir şeyi unutmaz ve affetmezdi. Bir insan için zaaf dakikaları olabileceğini zihnine sığdıramazdı.
  • Galiba dünyada herşey bir rakkas hareketine doğal olarak.Bir an birbirine yaklaşanlar, aradan bir süre geçtikten sonrasında, asla bilincinde olmadan birbirlerinden uzak kalıyorlar.Elverir ki bu uzaklıkları dolduracak samimi anımsar yaşasınlar.⭐
  • Her eski onun nazarında güzel ve hatta mukaddesti. Eski adetler, eski giysiler, eski binalar, eski düşünüşler ve bilhassa eski teşrifat. ” Sait Halim Paşa”
  • …”Harbiye Nezareti için Mustafa Kemal’i tavsiye et, diyordu.Ondan başka orduyu toplayacak ve kurtaracak kimse yoktur…”
    Bunlar Enver’in ağzından işittim son sözlerdi..
  • İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde baş yoktu. Bu şekilde olmamak cemiyetin prensibi idi. İsim ve şöhret yoktu. Her şey gizli saklı kalacaktı ve hiçbir fert vatana karşı gösterdiği fedakarlıktan bir tehafür ve gurur meselesi çıkarmayacaktı. Cemiyete giren ve fedakarlık eden kendisini silecek ve ortada yalnız anonim cemaat bulunacaktı.
  • Yakup Cemil Enver paşa’nın ameliyatı esnasında Adnan’a tabancasını gösterdi.
    Eğer,dedi , ameliyat neticesinde Enver ölürse doktora yapacağımı ben bilirim!
    Ameliyatı galiba Cemil paşa yapmıştı. Nasıl bir çekince atlattığının acaba bilincinde mıydı?
    Enver için o gün bu kadar titreyen Yakup Cemil,sonrasında harp içinde Enver’in hayatına suikast etmek cürmüyle mahkûm oldu ve kurşuna dizildi!
    Siyaset ne acayip,ne mantıksız, insafsız ve iğrenç bir yaşam!
  • “Bir insan zeka ile, para ile, memuriyetle(?) insan olmaz. İnsana karakter lazımdır. ”
    Hüseyin Cahit Yalçın
  • Ziya Gökalp, kültür sahasında kendisini arayan,her temiz hakikat menbaından kana kana içmek için dolaşan bir gezgin idi.Fakat devamlı bağlı kalmış olduğu bir hedeften gözlerini asla ayırdığı yoktu:Türklük!.Ziya’nın tüm büyüklüğü ve kuvveti bundandır.Onu kalbimizde ilelebet yaşatacak kaynak budur..
  • ” O, söz ve süs adamı değildi, iş adamı idi. İşini ise mükemmelen görüyordu.”
  • Enver için o denli titreyen Yakup Cemil, sonrasında harp içinde Enver’in hayatına suikast etmek cürmüyle mahkum oldu ve kurşuna dizildi.. Siyaset ne acayip, ne mantıksız, insafsız ve iğrenç bir yaşam!
  • Rıza Nur’u sorduğumda bana aynen, “dengesiz bir ruh hastasıdır. Hiçbir sözüne inanılmaz” demişti.
  • “O, kültür sahasında kendisini arayan,her temiz hakikat membaından kana kana içmek için dolaşan bir seyyah idi.Fakat her zaman bağlı kaldığı bir hedeften gözlerini ayırdığı hiç yoktu: Türklük! Ziya’nın bütün büyüklüğü ve kuvveti bundadır.Onu kalbimizde ilelebet yaşatacak kaynak budur.”
  • “Biz en çok Hüseyin Cahit’e zulmetmişizdir. Atatürk’e bir türlü anlatamamışımdır. Ben Cahit’e iki sözü yüzünden kızmışımdır. Bir, Meşrutiyet döneminde Latin harflerinden söz ettiği zaman, ‘Bu nasıl düşüncedir? Ülkeye düşünce ayrılığı sokuyor!’ diye kızmıştım. İkincisi de ulusal egemenlik döneminde. İstiklal Mahkemesi’nde, ‘Ben cumhuriyetçiyim, hem de laik cumhuriyetçiyim’ dediği zaman, laiklik de nedir, bunu nereden çıkarıyor?’ diye kızmıştım. İşte Hüseyin Cahit, Meşrutiyet döneminde Latin harflerini, ulusal egemenlik döneminde de laik cumhuriyet ilkelerini ileri sürdüğü zaman, bu düşünceler bize bu kadar yabancıydı.”
    İsmet İnönü
  • Hüseyin Cahit Yalçın üst seviyede briç oyuncusudur. Briçte kazanılmış olduğu paraları ayrı bir yerde biriktirirdi. Bir gün poker oynar ve hepsini kaybeder. O günden sonrasında bana tekrar eline kağıt almadığını söylemişti. Ben, “büyükbaba iyi mi kendini tutabildin?” söylediğim zamansa “ben çocukluğumdan beri irademi kuvvetlendirmeye çalışırdım. Mesela tatlıyı oldukca sevmeme karşın masaya tatlı vardığında, ‘Cahit bugün tatlı yemeyeceksin’ der ve yemezdim” yanıtını vermişti.


Tanıdıklarım İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İttihat ve Terakki Fırkası’nın o dönemki simalarını özetleyen bir yapıt. Hüseyin Cahit bu simaları anlatırken kesinlikle objektifliğini kaybetmemiş. Cemiyetin ileri gelenlerini yeri gelmiş yerin altına sokmuş yeri gelmiş hakkını tamamıyle teslim etmiştir. Bilhassa 2.Meşrutiyet’in ilanından sonraki meclisin durumunu satır aralarında görmek mümkün. Bu kitap içinde beni etkileyen isim Talat Paşa oldu. Yazar onun ne kadar naif bir kişiliğe haiz bulunduğunu bizlere konu alıyor. Kendisi posta katibiyken iyi huyu ve iş bitiriciliğinden dolayı Dahiliye Nazırlığı’na kadar terfi etmiştir. Nazırlık görevindeyken Taşnak lideriyle yaşamış olduğu diyalog, onun devlet işlerinde ödün vermeyen bir kişilik bulunduğunu gözler önüne seriyor.
Umumi Harp sonrası yurt dışına çıkan Talat Paşa Ermeni tedrişinin hedef olur şundan dolayı; Ermeni tehcirinde görevi olduğu kanısı Ermeniler içinde hakim. Soğomon Tehliryan adlı Ermeni terörist tarafınca sırtından vurularak şehit edilir Talat Paşa. Başlı başına bu vaka bile Ermeni tehcirinin ülkemiz adına ne kadar lüzumlu ve yararlı bulunduğunu gözler önüne serer. Eğer bu tehcir gerçekleşmemiş olsaydı, ulusal mücadelenin iç karışıklıklardan dolayı sekteye uğraması muhtemeldi.
Talat Paşa ruhun şad olsun. O7 (Fatih Saygıner)

Tanıdıklarım – Hüseyin Cahit Yalçın: Yedigün ve Tanin Gazetelerinden haberdar olmak ve bu minvalde Hüseyin Cahit başta olmak suretiyle birçok İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ünlü simaları hakkında bilgi edinmek isteyenlerin okuması ihtiyaç duyulan bir kitaptır. Ötüken, YKY’den almış olduğu hakları gözeterek titiz bir emek harcama yapmış. (Ömer Faruk Zorlu)

İttihat ve Terakki cemiyetinin mühim simaları hakkında oldukca detaylı olmasada muhtasar bilgiler edinebileceğiniz bir kitap olması yanında müellifi Hüseyin Cahit kendini dahi eleştirdiği bir kitaptır. Bugün gazeteciyim diye ortalıkta dolaşan sünepeler ve dalkavuklar Hüseyin Cahit’in getir götürünü dâhi yapamazlar. (Mesut Emre ÇELENK)


Tanıdıklarım PDF indirme linki var mı?


Hüseyin Cahit Yalçın – Tanıdıklarım kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Tanıdıklarım PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hüseyin Cahit Yalçın Kimdir?

İstanbullu bir aileye mensup olan Hüseyin Cahit 1875 senesinde Balıkesir’de dünyaya geldi. Edebiyat hayatına hikâye, roman ve mensur şiir yazarak süregelen Hüseyin Cahit, hemen sonra gazetecilik, eleştiri ve tercüme alanlarında eserler vermiştir. Edebiyat-ı Cedide’nin mühim isimlerinden önde gelen sanatçı, Mektep ve Servet-i Fünun dergilerinde çalışmış; Meşrutiyetten sonrasında Tevfik Fikret ve Hüseyin Kazımla Tanin gazetesini çıkarmış ve siyasal hayata atılmıştır.

Edebi Kişiliği

Hüseyin Cahit’in edebî yaşamı Servetifünun edebiyatından öncesinde, Ahmet Mithat Efendi’nin telif ve tercümelerini okumuş olduğu dönemde adım atar. Bu dönemde okumuş olduğu hikâye ve romanlardan esinlenerek “Nadide” adlı ilk romanını da yayımlamıştır. Daha sonraları ilgi duyduğu ve edebî benliğinin oluşmasında mühim etkilere haiz olan Fransız edebiyatının da etkisiyle birçok düzyazı türünde yapıt verse de o Servetifünun Edebiyatı içinde eleştiri yazılarıyla tanınmıştır.

İlk ilkin Muallim Naci döneminden kalma eski edebiyat taraftarlarına verdiği yürekli cevaplarla Servetifünun Edebiyatının bir nevi sözcüsü durumuna gelmiştir. Daha sonraları Edebiyat-ı Cedidecileri Dekadanlıkla suçlayan Ahmet Mithat Efendi’yle de oldukca sert tartışmalara girmiştir. Hüseyin Cahit’in tüm yazıları elbet münakaşalardan oluşmaz. Sanatçı, Avrupa edebiyatına ilişkin bazı yazılar kaleme alarak da bu edebiyatı tanıtmayı amaçlar. Bu münakaşa ve edebî emekleri 1910 senesinde yayımladığı “Kavgalarım” adlı eserinde toplar.

Hüseyin Cahit’in kullandığı dil, öteki Servetifünun sanatçılarına nazaran daha mütevazı ve yapmacıksızdır. Bu durum yalnız yazarın eleştiri yazılarında değil, hikâye ve romanlarında da böyledir. Hüseyin Cahit’in dilindeki bu sadeliğin en mühim sebebi edebî benliğinin oluştuğu dönemde yöneldiği Fransız edebiyatından dolayı Arapça ve Farsça kelimelere tam anlamıyla egemen olamamasıdır. Sanatçı bu durumu: “Rauf’un ve benim bu sadeliğimiz, doğrusunu isterseniz cehaletimizden ileri geliyordu. Cenap’ın Arapçasını, Fikret’in kamusunu bize verseniz, bak neler yazardık. En cahili Rauf’la bendim. Bundan dolayı Türkçe yazdık.” sözleriyle açıklar.


Hüseyin Cahit Yalçın Kitapları – Eserleri

  • Talat Paşa
  • Tanıdıklarım
  • Hayal İçinde
  • Edebiyat Anıları
  • Kavgalarım
  • Siyasal Anılar
  • Seçme Hikayeler
  • Söz ve Çizgi Ustalarımız
  • Nadide
  • Estetik – Servet-i Fünun Yazıları I
  • En Güzel İtalyan Hikayeleri
  • İttihatçı Liderlerin Gizli Mektupları


Hüseyin Cahit Yalçın Alıntıları – Sözleri

  • “O, kültür sahasında kendisini arayan,her temiz hakikat membaından kana kana içmek için dolaşan bir seyyah idi.Fakat her zaman bağlı kaldığı bir hedeften gözlerini ayırdığı hiç yoktu: Türklük! Ziya’nın bütün büyüklüğü ve kuvveti bundadır.Onu kalbimizde ilelebet yaşatacak kaynak budur.” (Tanıdıklarım)
  • Galiba dünyada herşey bir rakkas hareketine doğal olarak.Bir an birbirine yaklaşanlar, aradan bir süre geçtikten sonrasında, asla bilincinde olmadan birbirlerinden uzak kalıyorlar.Elverir ki bu uzaklıkları dolduracak samimi anımsar yaşasınlar.⭐ (Tanıdıklarım)
  • Aşk bir hulyâdır gözüm,buna aldananlar da budaladır. (Hayal İçinde)
  • Hayat, elbet bir dergi-i rastlantı değildir, olması imkansız. (Hayal İçinde)
  • Şimdi tek bir gerçek var: Ölüm. Tüm o umutlar, didinmeler hep boşmuş… (Edebiyat Anıları)
  • Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. (Edebiyat Anıları)
  • Bu doğu sezgisi, İslam Uygarlığı, Arap bilimleri ülkeyi uyuşturmak, onu yanı başımızdaki Batının yaşam seline atılmaktan alıkoymak için zehirli bir madde şeklinde her yazıda, her nedenle çevreye yayılmak istenirdi. (Edebiyat Anıları)
  • İttihat ve Terakki Cemiyeti, benim gözümde, yurdu kurtarmış mukaddes bir kuruluştu. Ona karşı kalbimde minnettarlıktan ve sevgiden başka bir duyguya yer olamazdı. Fakat yaradılışım gereği bu şekilde cemiyetlere, heyetlere girmekten hoşlanmıyordum (Siyasal Anılar)
  • Düşünmemek, içinde yaşadıları o sun’i heva-yı müheyyic-i hayal-pervere bir ziya-yı hakikatin nüfuzuna zaman bırakmamak için sevişirlerdi, daima sevişirlerdi. (Seçme Hikayeler)
  • Ben İttihat ve Terakki’ye yüksek bir inançla sarılmıştım. İttihat ve Terakki benim için bir ülküydü. İttihat ve Terakki’ye düşman gördüklerime o denli sertçe saldırmanın sırrı işte bu itimat ve inançtı. Tanin binasında kapanık şeklinde yaşayarak çatışmanın sıcaklığı içinde çevreyi göremediğim sürece bu ideal, tüm gücüyle bana egemen oldu. Ama eşyanın gerçeğine daha yakından değinmek olanağı doğunca ve bu ilişki arttıkça aradığım şeyin bu olmadığını gördüm.
    İttihat ve Terakki’yi tekrardan iktidara getirmek için sen ve bazı arkadaşların hayatlarınızı ortaya koyarak bir işe giriştiniz ve başardınız. Yarın yeni bir çekince daha doğsa ben ortadan yitmek çaresini arayacağım. Tehlikeye karşı yürüyenler ise gene sizler olacaksınız. (Siyasal Anılar)
  • Bu ülkede düşünebilen; yurdunu seven, genç, yaşlı tüm
    Türklerin göz diktikleri amacın, bekledikleri kurtuluşun,
    iyiliğin tek bir adı vardı: Meşrutiyet! (Siyasal Anılar)
  • Tekabül eden bir nazar onlara meşguliyetlerini bıraktırırdı. Koşarak odalarına kapanırlardı. Orada her türlü kayd u nazardan masun, teşne ve münhemik, sevişirlerdi. (Seçme Hikayeler)
  • İttihat ve Terakki işte Türk’ün bu zor dakikalarında ruhundan kopan bir savunma-i nefs [kendisini savunma] hamlesi idi. (Talat Paşa)
  • Enver’in de, Cemal’in de büyük nüfuzları ve hükûmet icraatında büyük tesirleri oldu. Fakat İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ve fırkasının mekanizmasında en ziyade Talât’ın nüfuzu hissedilmiş ve bu mekanizma sonuna kadar Talât’a sadık kalmıştır. (Talat Paşa)
  • Matmazel Matran’ın apartmanına ziyaretçiler gelmeye başlamışlardı. Bunlar hep Suriyeli’ydiler. (Siyasal Anılar)
  • Enver için o denli titreyen Yakup Cemil, sonrasında harp içinde Enver’in hayatına suikast etmek cürmüyle mahkum oldu ve kurşuna dizildi.. Siyaset ne acayip, ne mantıksız, insafsız ve iğrenç bir yaşam! (Tanıdıklarım)
  • “Şiir de ulûm ve fünûn şeklinde tabiatın bir tefsirinden ibarettir. Fakat ulûm ve fünûnun bu yoldaki tefsiratı hiçbir zaman şiirinkilerin yerini tutamayacaktır. Zira ulûm ve fünûn insanda yalnız mahdut bir kuvvete tevcih-i hitap etmiş olduğu hâlde, şiir insanoğlunun tüm mevcudiyetine hâkimdir. İşte bunun için şiir mahvolamaz.” (Estetik – Servet-i Fünun Yazıları I)
  • Yalnız kötü olmamak kâfi gelir fikrinde değilim. Fenalığı ezmek için uğraşmak lüzumuna inanç ediyorum. (Kavgalarım)
  • Hüseyin Cahit Yalçın üst seviyede briç oyuncusudur. Briçte kazanılmış olduğu paraları ayrı bir yerde biriktirirdi. Bir gün poker oynar ve hepsini kaybeder. O günden sonrasında bana tekrar eline kağıt almadığını söylemişti. Ben, “büyükbaba iyi mi kendini tutabildin?” söylediğim zamansa “ben çocukluğumdan beri irademi kuvvetlendirmeye çalışırdım. Mesela tatlıyı oldukca sevmeme karşın masaya tatlı vardığında, ‘Cahit bugün tatlı yemeyeceksin’ der ve yemezdim” yanıtını vermişti. (Tanıdıklarım)
  • Demek oluyor ki âsâr-ı sanat bir mahsûl-i coşku ve teessürdür. (Estetik – Servet-i Fünun Yazıları I)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş